şuhud hali, mânen veya misalen seyretme hâleti.(...Fakat ihatasız olan hâlet-i şuhudda ve rü'ya gibi rü'yetlerini tâbirde verdikleri hükümlerinde hakları olmadığı için kısmen yanlıştır. M.)
HALEVAR
f. Ay şeklinde olan, hilâl gibi olan.
HALEVAT
(Halâ. C.) Halvetler, boşluklar. * Yalnız bulunulacak yerler.
HALEZON
Sümüklü böcek kabuğu. Kabuklu sümüklü böcek.
HALF
Ardı. Arka. Kendinden sonra gelen. Arka taraf.
HALF(E)
Yemin etmek. Andiçmek. Kasem etmek.
HALFE
Andiçme, yemin etme.
HALFE
Yerine adam koymak. * Kılavuz.
HALF-I İMÂM
İmâmın ardı, arkası.
HALFÎ
Arka, ard ile alâkalı olan.
HALHAL
(C.: Halâhil) Ulu, şerif kişi.
HALHAL
Eskiden kadınların süs için ayaklarının topuklariyle baldırları arasına yani ayak bileklerine taktıkları altundan veya gümüşten yapılmış halka. Ayak bileziği.
HALHALE
Esneklik, elâstikiyet.
HALIK
(C.: Huluk-Havâlık) Büyük dağ. * Ağaca dolaşmış olan üzüm çubuğu. * Süt ile dolu olan koyun memesi. * Tıraş eden. Berber.
HALIK
Yoktan yaratan. Yaratıcı. Allah (C.C.)
HALIKIYYET
Yaratıcılık. Halk edicilik. İcad ve takdir.
HALİ
Tenhâ. Boş. Sahipsiz. Issız. İçinde bir şey olmama.
HALİ'
Boşanmış erkek, zevcesini şer'an terketmiş adam. (Müennesi: Hâlia'dır.) * İtaatsız, isyan eden, utanmaz, kayıtsız, hayasız. * Kovulmuş. * Soyulmuş.
HALÎ
Gamsız, kedersiz, gailesiz, dertsiz. * Evlenmemiş erkek, bekâr adam.
HALÎ
Hâl ile, vaziyet ile. Tavra âit. şimdiki. Hâle mensub.
HALÎ'
Ailesinden ayrılan kimse. * Kurt.
HÂL-İ HÂZIR
Şimdiki zaman, bu anki durum.
HÂL-İ İHTİZAR
Can çekişme, ölüm ânı.
HÂL-İ İNTİZAR
Bekleme hâli.
HÂL-İ SAHV
Arızi veya dâimi sebeplerle, şuurunu kaybetmiş bir kimsenin, muvakkaten şuurunun yerine gelmesi hâli.
Liman. Boğaz. Kanal. Körfez. Koy. Denizin kara içine nehir gibi uzanmış kısmı. * Irmak. * Büyük çanak. * İp. * Deve ağzı.
HALİC(E)
Hareket ettirme. Sarsma, oynatma.
HALİCE
Pamuk eğiren.
HALÎCE
İçinde hurma ıslanmış süt. * Üzüm sıkıntısı.
HALÎC-İ FÂRİS
Basra körfezi.
HALİÇ
(Bak: Halîc)
HALİÇE
Küçük halı. Kilim. Seccâde. (Kaliçe de yazılır.)
HALİD
(Hulud. dan) Sonsuz, ebedi. Daimi.
HALİD BİN SİNAN
Benî Abes kabilesinin Bin-Bagis'ten ehl-i tevhid bir zat olup; Hz. Peygamber Efendimiz, bu zat hakkında: "O bir nebi idi, fakat onun kavmi onu zâyi etti" buyurmuşlardır. Kendisi Peygamberimizin zamanına yetişememiş ise de kızı Nezd, Hz. Peygamberimize geldiğinde, o sırada Peygamberimizin âyetini okuduğunu işitince: "Bunu, babam da okurdu" demiş olduğu rivâyet edilir.
HALİD BİN VELİD
Câhiliye devrinde Kureyş eşrafındandı. Hudeybiye muahedesinden sonra Müslüman oldu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, kendisine Seyfullah namını vermiştir. Çok kahraman bir gazi idi. Suriye, Filistin, Şam gibi yerler onun himmeti ile feth olunmuştur. 18 Hadis-i şerif nakletmiştir.Hicri 21 senesinde Suriye'de dar-ı bekaya göçerken: "Bunca muharebelerde bulunup bu kadar yaralar almış olduğum halde, hiç birinde vefat etmeyip akıbet yatakta öldüğüme kederleniyorum." meâlinde konuşmuş, atını ve silâhlarını fisebilillah vakfetmiştir. (R.A.)