Siroz denilen ve karında su toplanmasından ileri gelen bir hastalık.
HABENDAT
Şişman kadın.
HABENNEKA
(Bak: Hebenneka)
HABENTA'
Kısa boylu, tıknaz kişi.
HABER
Hâriçten insanın fikrine intikal eden ilim. * Yeni havadis. Ağızdan ağıza nakledilen söz. * Peyam. Peygam. Nebe'. İlim ve malumat. Bilgi. * Hadis, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm'ın sözü. * Edb: Hâdiseyi bildiren fiil veya cümle. * Gr: Müsned. Mübtedanın mukabili. Bir isme yakıştırılan sıfat. Allah büyüktür cümlesinde: Allah, mübteda; büyüktür, onun haberidir. Bu, mübteda ise beraber tam bir cümle teşkil eden; merfu' bir isim, fiil veya cümle olabilir. (Bak: Müsned)
Bidayette râvisi mahdut iken sonraki devirlerde, yalan üzere ittifakları muhal olan bir cemaat tarafından nakledilegelen makbul hadistir. (Ist. Fık.K.)
HABER-İ MÜTEVATİR
Birçok kimselerin çokları vasıtası ile rivâyet ettikleri hadis.
HABER-İ SÂDIK
Doğru haber. Hz. Peygamber'in (A.S.M.) sözü. Hadis.
HABER-İ VÂHİD
Bir sahabeden, bir kişiden veya bir koldan gelen sahih hadis. (Bak: Mütevatir)
HABERKAS
Küçük deve. * Küçük adam.
HABERPİJUH
f. Haber almaya çalışan. Haber araştıran, haber toplayan.
HABES(E)
(Habis. C.) Kötüler. Alçaklar. Pisler. * Necaset denilen ve maddeten pis şeyler (Necis veya necaset-i hakikiye de denir.)
HABEŞ
Afrika'nın Kızıldeniz sâhili güneyinde müstakil bir memleket. Bu memleket ahalisinden olan. * Beyaz ve siyah arasında koyu esmer adam.
HABEŞÎ
Habeş memleketi ahalisinden olan. Habeş'e mensub ve müteallik olan. * Koyu esmer renkli adam. * Hat, tezhib, minyatür gibi güzel san'atlarda kullanılan bir cins kâğıt.
HABETIKTIK
Atın tırnağı taşa dokunduğunda çıkan ses.
HABEVKERA
Belâ, mihnet.
HABGAH
f. Yatak odası. * Uyunacak yer.
HAB-GÜZAR
f. Uyuyan, uyuyucu.
HABHAB
Takunye. * Canbaz ayaklığı.
HABHAB
(C: Habâhıb) Kısa boylu adam.
HABHAB
Karpuz.
HABHABE
Yumuşaklık, rahavet. * Muzdarip olmak, acı çekmek.
HABHABÎ
İşsiz güçsüz boş olarak dolaşan adamlar.
HÂB-I ADEM
Ölüm uykusu.
HÂB-I CÂVİD
Ebedî uyku, ölüm.
HÂB-I GAFLET
Gaflet uykusu.
HÂB-I GİRAN
Ağır uyku.
HÂB-I HARGUŞ
Tavşan uykusu. Şüpheli ve hafif uyku. * Yalan, hile.
(Habib-i Hudâ) Allah'ın sevgilisi. Hz. Muhammed (A.S.M.) (Eğer Allah'a muhabbetiniz varsa Habibullah'a ittiba edilecek. İttiba edilmezse netice veriyor ki; Allah'a muhabbetiniz yoktur. Muhabbetullah varsa netice verir ki; Habibullah'ın sünnet-i seniyesine ittibaı intac eder. L.)(Sâni-i Âlem'in; âsârın şehadetiyle nihayetsiz cemâl ve kemâli vardır. Cemâl, hem kemâl, ikisi de mahbub-u lizâtihidirler. Yâni bizzat sevilirler. Öyle ise, o cemâl ve kemâl sahibinin cemâl ve kemâline nihayetsiz bir muhabbeti vardır. O nihayetsiz muhabbeti, masnuatında çok tarzlarda tezahür ediyor. Masnuatını sever, çünki, masnuatının içinde cemâlini, kemâlini görür. Masnuat içinde en sevimli ve en âlî, zihayattır. Zihayatlar içinde en sevimli ve âli, zişuurdur. Ve zişuurun içinde câmiiyet itibariyle en sevimli, insanlar içinde bulunur. İnsanlar içinde istidadı tamamiyle inkişaf eden, bütün masnuatta münteşir ve mütecelli, kemâlâtın nümunelerini gösteren fert, en sevimlidir... İşte: Sâni-i Mevcudat, bütün mevcudatta intişar eden tecelli-i muhabbetin bütün envaını; bir noktada, bir âyinede görmek ve bütün enva-ı cemâlini, Ehadiyyet sırriyle göstermek için şecere-i hilkatten bir meyve-i münevver derecesinde ve kalbi, o şecerenin hakaik-ı esasiyyesini istiab edecek bir çekirdek hükmünde olan bir zâtı, o mebde'-i evvel olan çekirdekten tâ münteha olan meyveye kadar bir hayt-ı ittisal hükmünde olan bir Mi'rac ile, o ferdin, kâinat nâmına mahbubiyyetini göstermek ve huzuruna celbetmek ve rü'yet-i cemâline müşerref etmek ve ondaki hâlet-i kudsiyyeyi başkasına sirayet ettirmek için kelâmiyle taltif edip, fermaniyle tavzif etmektir... S.)
HABİB-ÜL BEKKÂÎN
Ağlayanların sevgilisi. Ağlayanların habibi.
HABÎDE
(C.: Hâbidegân) f. Uyuya kalmış, uykuya dalmış, uyumuş.
HABÎE
Görülmemiş, daha henüz keşfedilmemiş. * Göze görülmeyen şey. * Kesilmiş, parça parça olmuş.
HABİH
Ağaçla vurmak. * Bölmek.
HABÎKE
(C.: Habâik) Kehkeşan, samanyolu. * Çizgi. * (C.: Hubük) Dikkat ve itina ile, sağlam ve san'atlı dokunmuş, yol yol hâreli güzel kumaş.
HABİL
Sihirbaz, efsuncu, büyücü. * Kement ile yakalanan canavar.