Karısını boşamış koca veya kocasından boşanmış kadın.
HANİF
Gururlu, mağrur, kibirli. * Dargın, küskün.
HANİF
İslâmiyetten evvel Allah'ın birliğine inanan ve Hz. İbrahim'in (A.S.) dininden olanların vasfı. * İslâmiyete kuvvetle bağlı olan ve ilmiyle âmil olan kimse. * Eğri. * Eski kötü hallerinden vazgeçip hakka ve doğruluğa yönelen.
HANİFE
Bir kabile ismi.
HANİFEN MÜSLİMEN
Müslim ve hanif olarak.
HANİN
Fazla istekten dolayı inleyiş, şiddetli ağlayış. Sızlanmak. * Şevk ve arzu.
HANÎN
Burun içinden ağlamak. * Burun içinden gülmek.
HANİN-İ HAZİN
Acıklı sızlanma.
HANİN-ÜL CİZ'
Kuru direğin inleyip ağlayışı. Hurma kütüğünün inlemesi.(Mescid-i Şerifte hurma ağacından olan kuru direk (Resul-ü Ekrem (A.S.M.) hutbe okurken, ona dayanıyordu) sonra minber-i şerif yapıldığı vakit Resul-ü Ekrem (A.S.M.) minbere çıkıp hutbeye başladı. Okurken, direk deve gibi enin edip ağladı; bütün cemaat işitti. Tâ Resul-ü Ekrem (A.S.M.) yanına geldi, elini üstüne koydu, onunla konuştu, teselli verdi, sonra durdu. Şu mu'cize-i Ahmediye (A.S.M.) pek çok tariklerle tevatür derecesinde nakledilmiştir. M.)
HANÎRE
(C.: Hanâyir) Parmak başlarındaki boğum. * Kadınların yün ve pamuk attıkları yay. * Kirişi olmayan yay.
Rahmetlerin en lâtif cilvesini gösteren, Rahman ve Rahîm olan ve çok merhametli olan Allah (C.C.)
HANNAS
(El-Hannâs) (Hunus. dan) Geri çekilerek veya büzülerek, sinerek fırsat bulunca vesvese vermek için dönüp gelen. Sinsi şeytan. Besmeleyi işitince kaçan, gaflete dalınca musallat olan şeytan. (Bak: Hunnes)
HANNASÎ
Şeytanla alâkalı.
HANSA
Sırtlan.
HAN-SALAR
f. Kilerci, sofracıbaşı.
HANSİR
(C.: Hanâsir) Yaramaz, boş, faydasız. * Bir yerden taşınan veya göçen kimseler, eşya ve elbiselerini yükletip gittiklerinde yerde kalan kıymetsiz şeyler.
HANŞEFİR
Bela, zahmet.
HANŞUŞ
Bakiyye, artan.
HANTAL
Kaba, büyük ve ağır.
HANTEM
(C.: Hanâtim) Kara bulut. * Desti. * İbrik. * Topraktan yapılan kap.
HANUN
Gümleyerek esen rüzgâr.
HANUT
(C.: Havânit) Meyhane, içki içilen yer. * Dükkân.
HANUT
Ölüyü, bozulup kokmaması için ilaçlama.
HANVE
Güzel kokulu bir ot.
HANYA'
Beli bükülmüş kadın.
HANZ
Kebap yapmak.
HANZAL(E)
Zakkum. Zakkum ağacı. Ebu Cehil karpuzu denilen portakal büyüklüğünde mevyesi çok acı bir nebat. Karga kabağı diye de adlandırılır.
HAPİS
(Bak: Habs)
HAR
f. Hor, hakir, âdi. Aşağı. (Dinsiz, imansız ve din düşmanı ahlaksızların ve sefihlerin vasıfları.)
HAR
Yıkılmış, hedmolmuş.
HAR
(Her) f. Merkep, himar, eşek. * Çay ve havuz diplerinde olan balçık. * Mc: İdraksiz kimse. * Kargaşa.