Ağızdan çıkan her bir sese âit verilen işaret. Alfabeyi meydana getiren şekilli çizgilerden herbiri. * Müstakil bir mânâya değil de başka harflerle birleşerek, başka muayyen ve müstakil çok mânaların ifadesi için kullanılan şekil. Başkasının mânalarını gösteren işaret. * Vecih, üslub. * Her şeyin ucu, kenarı, sivri ve keskin kıyısı.
HARF
Yemiş toplama.
HARF BE HARF
Aynen, aslı gibi, olduğu gibi.
HARF-AŞİNA
Harfleri birbirinden ayırdedebilen. * Mc: Sözden anlayan.
HARFECE
Güzel gıda.
HARF-ENDAZ
Söz atan; dokunaklı, haysiyete ilişen söz söyleyen.
HARF-GİR
f. Her işte ayıp ve noksan arayan.
HARFÎ
Harfe âit. * Sahibi tanıtmak için olan. * Başkasının mânası için yazılan. (Bak: Mâna-yı harfî)
HARF-İ ÂB-DÂR
Güzel ve mânidar söz.
HARF-İ ASLÎ
Gr: Arabça bir kelimenin kökünü teşkil eden harften olan. (Ekserisi üç harften ibaret olur.)
HARF-İ ATIF
Gr: İki kelime veya cümleyi birbirine bağlayan harf. Vav ve fe gibi. Arabçada on şekilde harf-i atıf şunlardır: Bunlar bir kelimeyi veya cümleyi diğer bir kelime veya cümle üzerine atıf ve rabtederler. Bu harflerden evvelkine: ma'tufun aleyh, sonrakine ise, ma'tuf denir. (Bak: Atf)
HARF-İ CERR
Gr: Kelimenin sonunu esre ile (i diye) okutan harf. Bunlar arabçada şu şekil altında toplanmıştır. (Vav-ı kasem), (Ta-yı kasem)
HARF-İ İLLET
Gr: Elif, vav, ya harfleri.
HARF-İ MASDARÎ
Fiil mânasında olan bir kelimeyi, masdar mânâsına çeviren harf.
HARF-İ MEDD
Kendinden evvel gelen harflerin uzun sesli okunmasına vesile olan "elif, vav, yâ" harfleri.
HARF-İ MEZİD
Arabçada masdar olan kelimeye harf ilâvesi ile başka masdar yapılır. Bu ilâve edilen harflere "Harf-i mezid" denir. Meselâ: kelimesinde harf-i aslî üçtür. (mükâtebe) dendiği zaman, "Müfâale masdarı şekline göre, mim ve elif harfleri, harf-i meziddendir" denir.
HARF-İ NÂSIB
Muzari fiilinin sonunu üstün (e, a diye) okutan harf. (Bak: Huruf-i nâsibe)
HARF-İ NİDÂ'
Ya, ey, â gibi harflerle çağırılanın ismine eklenen harf. Ünlem.
HARF-İ TÂRİF
Arabçada, elif lâm harflerinin ismin başına gelmesi hali. (Bak: Lâm-ı ta'rif)
HARF-İ ZÂİD
Gr: Kelimenin bazı tasrifinde düşen harf. Fazla, zâid harf. Te'kid için yazılan harf. Sonradan ilâve olan harf.
HARFİYE
Kendi başına müstakilen bir mânası ve te'siri olmadığı halde, kendi cinsinden bir topluluğun içinde olduğu zaman ancak bir vazife gören şeylere denir.
HARFİYEN (HARFİYYEN)
Harfi harfine. Hiçbir değişiklik yapmadan.
HARGÂH
f. Otağ. Büyük çadır.
HARGAR(E)
f. Hakaret eden, hakaret edici.
HARGELE
f. Eşek sürüsü. * Terbiyesiz, görgüsüz ve azılı kimseler.
HARGUŞ
Tavşan.
HARHAR
f. Devamlı arzu, sürekli istek. * Gönül üzüntüsü, iç sıkıntısı. * Devamlı kaşıntı.
HARHARA
Uykuda horlamak. * Kedinin mırıldayışı. * İki dere arasındaki düzlük.
HARHİŞE
f. Kavga, gürültü, patırtı.
HÂR-I FİRKAT
Ayrılık acısı.
HARIK
Muhalefet eden, aykırı olan, karşı gelen. * Yırtıcı, yırtan.
HARIK
Yakan, yakıcı. Yanan, tutuşmuş. Ateş, od.
HÂRIK-I ÂDE
Âdeti yırtan, âdetin dışarısında, hârikulâde.
HARIS
Hırslı olan, haris.
HARISA
İnsanın başında veya yüzünde kan çıkmaksızın yalnız deri yırtılmış olarak peyda olan yara.
HARÎ
f. Hakirlik, horluk.
HARÎ
Müstehak, lâyık.
HARÎ'
Kimseden çekinmeyen, fâcire kadın. * Çok gülen, gülegen.
HAR-İ DEŞTÎ
Yaban eşeği.
HARİB
Kaçan, firar eden.
HARİB
Yıkan, harab eden. * Haydut.
HARÎB
Yağma olunmuş, soyulmuş, talan edilmiş.
HARÎBE
(C.: Harâib) Bir kimsenin geçineceği şey.
HARİC
Günahkâr, günah işlemiş. Allahın emrini dinlememiş olan.
HARÎC
Dar, ensiz. * Kuşatılmış.
HÂRİC
Bir şeyin veya mahallin veya memleketin dışında kalan. * Ecnebi.
HARİCE TEMESSÜL
Zihnî olan kelâmın hâricî âlemdeki kanunlara uygun şekilde tanzim edilişi.
HARİCEN
Dışardan, dıştan. Hariçten.
HARİCÎ
Dışarıya âit olan. İçeriye âit olmayan. Dış ile alâkalı. Ecnebiye âit. * Zorba ve âsi olan. * Seyyid olmadığı halde seyyidlik iddia eden. * Vaktiyle Hazret-i Ali Kerremallâhü veche'ye âsi olan fırka-i dâlle ashabından herbiri. (Bak: Havaric Vak'ası)