H Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • HAYL

    At. At sürüsü. * Atlı sürüsü. * Zümre, güruh. * Düşünmek, hıfzetmek.
  • HAYLA'

    Cin taifesinden bir nesne. * Sırtlan. * Korku.
  • HAYLE

    Zannetmek, sanmak.
  • HAYLE

    Keçi sürüsü.
  • HAYLİ

    f. Oldukça. Epeyce. Çok. Bir takım. Kesir. Bol.
  • HAYL-İ ADÜV

    Düşman sürüsü, düşman güruhu.
  • HAYLULET

    Yolu kapamak. * Araya girme. İki şey arasına girip hicab olmak.
  • HAYLULET

    Kibir. * Taazzum. Gurur. * Su-i zan. * Korkmak. Tevehhüm etmek.
  • HAYLULET-İ ARZ

    Ay tutulması. Dünyanın güneşle ay arasına girerek güneş ışığına perde olması.
  • HAYM

    Yaramazlık yapmak.
  • HAYMANA

    Başıboş hayvanları haylayıp salıverdikleri çayırlık yer. * Ankara'nın bir kazası.
  • HAYME

    Çadır.
  • HAYME-GÂH

    (Haymegeh) f. Çadır kurulan yer.
  • HAYME-İ KEBUD

    Mavi çadır. * Mc: Sema, gök.
  • HAYME-NİŞİN

    Çadırda oturan. Göçebe.
  • HAYMÎ

    Çadır biçiminde olan.
  • HAYMUME

    Korkaklık, cübün.
  • HAYN

    Helâk olmak.
  • HAYNUNET

    Yakın olmak, yaklaşmak.
  • HAYR

    Meşru iş. Faydalı, nurlu ve sevablı amel. Halkın rağbet ettiği akıl, ilim. İbadet, adalet, ihsan, mal gibi nimet. (Bak: Hayrat)
  • HAYR

    Sakınmak. * Büyük avlu.
  • HAYRAN

    Takdirkârlığından dolayı şaşa kalmış. Çok takdir etmiş. Çok beğenmiş.
  • HAYRAT

    (Hayr. C.) Sevap için Allah rızâsı yolunda yapılan iyilikler. Haseneler.Hayır iki çeşittir. Birincisi: Mutlak hayırdır; her halde, herkes için rağbet edilir ve sevilir, herkes için iyidir. İkincisi: Mukayyed olan hayırdır; birisinin yanında hayır olan, başkası için şer olabilir. İsraf ve sefâhette kullanılan çok mal gibi.İlmî, imanî, dinî, manevî ve maddî çok hayır ve menfaat verenlere de ehl-i hayır denir.
  • HAYRE

    (C.: Hayrât) İyilik, kerem. * Her nesnenin iyisi.
  • HAYR-ENDİŞ

    f. İyilik düşünen, hayırlı iş düşünen.
  • HAYRET

    Hiçbir cihete teveccüh edemeyip kalmak. Şaşkınlık. Ne yapacağını bilememek.
  • HAYRET-BAHŞ

    f. Hayret veren, şaşırtan.
  • HAYRET-BAHŞÂ

    f. Hayret veren, şaşkınlık veren, hayrete düşüren.
  • HAYRET-ENGİZ

    f. Hayret veren. Hayret içinde bırakan.
  • HAYRET-FEZÂ

    f. Hayret veren, hayreti artıran.
  • HAYRET-İ SIRFE

    Tam bir şaşkınlık.
  • HAYRET-NÜMÂ

    f. Hayret gösteren, hayret veren.
  • HAYRET-ZEDE

    f. Hayrete düşmüş ve şaşırmış olan.
  • HAYR-HAH

    f. Hayır sâhibi. Herkesin manevî ve maddî iyiliğini isteyen. Allah rızası için ilm-i Kur'an ve imanla, manen ve maddeten hayırlı hizmetler etmeyi ve hayırlı işler işlemeyi seven.
  • HAYR-HAHÎ

    f. İyilikseverlik, hayırhahlık.
  • HAYRİ

    (Hayriye) Hayra âit. Hayırla alâkadar.
  • HAYR-İ MUKAYYED

    Bir kimseye hayırlı olduğu halde, diğer bir kimseye göre zararlı ve şer olan şey.
  • HAYRİYET

    Hayırlılık. Hayırlı olmak.
  • HAYR-UL BERİYYE

    Halkın hayırlısı. Hz. Muhammed (A.S.M.)
  • HAYR-UL BEŞER

    İnsanların en hayırlısı olan Hz. Muhammed (A.S.M.)
  • HAYR-UL ENAM

    (Bak: Hayr-ül Vera)
  • HAYR-UL FÂSİLÎN

    Âdil olanların, hâkimlerin en hayırlısı.
  • HAYR-UL HALEF

    Hayırlı evlâd. Babasını hayırla andıracak evlâd.
  • HAYR-UL UMUR

    İşlerin en hayırlısı.
  • HAYR-UL VERA

    (Hayr-ül Enam) Halkın hayırlısı. Mahlukatın en hayırlısı olan Hz. Muhammed (A.S.M.)
  • HAYS

    Karıştırmak, halt.
  • HAYS

    Az, kalil.
  • HAYS

    Hayvan leşinin kokması. * Bir kimseyi aldatmak. * Sözde durmamak, ahid bozmak. * Fâsid olmak.
  • HAYS

    Darlık. * Udûl etmek, doğru yoldan çıkmak.
  • HAYS

    Saygı, hürmet, itibar. * Alâka, ilgi. Cihet, itibar.