Ağaçtan diken koparmak. * Ağacın kabuğunu soymak. * Çok hızlı ve şiddetle yemek yemek.
HAZEF
Eski yazıda hepsi noktasız harflerden müteşekkil olarak yazılan şiirler ve nesirler. Hüner göstermek için bu şekilde yüz beyitlik kasideler yazan şairler vardı.
HAZEF
Çamurdan yapılmış olup ateşte pişirilen şeyler. Çanak, çömlek.
HAZEFE
(C.: Huzef) Hicaz vilayetinde olan siyah renkli bir cins küçük koyun.
HAZEFÎ
Çanak çömlek ile alâkalı.
HAZEFİYYE
Çanak çömlek gibi topraktan yapılan şeyler ve bunları yapma san'atı.
HAZEF-PARE
f. Çanak çömlek parçası, kırığı.
HAZEF-RÎZE
f. Çanak çömlek parçası.
HAZEL
Göz kapaklarında olan kabarcıklar.
HAZEL
Gayret. * Men etmek, engel olmak.
HAZELAN
Kızgın kimsenin yürümesi.
HAZELAT
(Hazele. C.) Alçaklar, âdiler, kalleşler.
HAZELE
(Hâzil. C.) Alçaklar, kalleşler, yüzsüzler.
HAZEM
Dizme, sıralama. * Edb: İlk beytin ortasına birden dörde kadar harf ilâve etme.
HAZEM
Göğüs kemiği. * Davarın karnının ve böğrünün dolu olması.
HAZEME
(C.: Huzem) Kabuğundan ip ve urgan yapılan bir ağaç cinsi.
Çekinme. Zarar verebilecek şeyden kaçınma. Korunma.
HAZERAT
(Hazret. C.) (Bak: Hazret)
HAZEVAN
Eti birbiri üstüne yığılıp cem'olmuş olan etli nesne.
HAZEVVER
Kısa boylu kimse.
HAZF
Parmağıyla taş atma.
HAZF
Aradan çıkarma, çıkarılma. Yok etme, silme, ortadan kaldırma, giderme, düşürme. * Selâm ve tahiyyatı uzatmayıp kısa kesmek. * Mahvetmek. * Vurmak. * Atmak.