Bir kimseyi bir işle meşgul etme. Birini bir işe daldırma. * İnat etmek. * Sa'y etmek, çalışmak. * Cür'et etmek.
HEM-KADD
f. Boyları birbirine eşit olan, uzunlukları aynı olan.
HEM-KÂR
f. Aynı işi yapan, aynı işte olan.
HEM-KIRAN
f. Aynı yaşta olan, yaşıt. * Kuvvette müsavi olan.
HEM-KIYMET
f. Aynı kıymette olan, kıymetleri eşit olan.
HEM-KİTAB
f. Aynı dersi gören, talebe, öğrenci. * Aynı dinde olan, din kardeşi.
HEM-KÜN
f. Aynı cins işte çalışan, işleri ve meslekleri aynı olan. Meslekdâş.
HEML (HEMELÂN)
Gözden yaş akmak.
HEMLA'
Seri. * Kurt (canavar.)
HEMLECE (HİMLÂC)
Atın yorga olması.
HEMM
Gam, keder, tasa, hüzün.
HEMMAME
Zehirli hayvan. Akrep.
HEMMAS
Yavuz arslan.
HEM-MATLA'
Güneş ve ay gibi gök cisimlerinin ufakta doğdukları yerin veya zamanların aynı oluşu. Aynı meridyen üzerinde olup ay ve güneşi aynı saatlerde gören ülkeler.
HEMMAZ
Koğucu.
HEM-NAM
f. İsimleri aynı olan, adaş.
HEM-NEBERD
f. Savaş arkadaşı, muharebe arkadaşı. * Rakib.
HEM-NEFES
f. Arkadaş, musâhib.
HEM-NESL
f. Aynı sülâle ve soydan, aynı nesilden, soydaş.
HEM-PA
f. Ayakdaş. Arkadaş. Yoldaş.
HEM-PAYE
(C.: Hempâyegân) f. Bir pâye ve rütbede olanların beheri.
HEMR
Su dökmek. * Göz yaşı akıtmak. * Süt sağmak. * Atâ etmek, hediye vermek.
HEMRACE
Karıştırmak.
HEM-RAD
f. Kahramanlık ve cömertlikte müsavi olan kimseler.
HEM-RAH
(C.: Hem-râhân) f. Yol arkadaşı, yoldaş.
HEM-RAZ
f. Sırdaş. En yakın arkadaş.
HEM-RENG
f. Rengi bir olan, aynı renkte olan. * Mc: Huyları bir olan.
HEM-REV
f. Yol arkadaşı, beraber giden, yoldaş.
HEM-RİŞ
f. Bacanak. İki kızkardeşle evlenen erkekler.
HEMS
Gizli ses. Çok gizli. Sesi gizlemek. * Ağzı açmadan lokma çiğnemek. * Fütursuz olarak geceleyin yola gitmek. * Peçe. * Sıkmak. * Kırmak.
HEM-SABAK
f. Ders arkadaşı. Aynı dersi okuyanların beheri.
HEM-SAZ
f. Uyan, uygun, muvafık, münâsib. * Arkadaş, refik, arkadaşlık.
HEMSEN
Gizli sesle. Gizli ses. Savt-ı hafi.
HEM-SENG
Aynı ölçüde, aynı mizanda, bir tartıda.
HEM-SER
f. Arkadaş, Karı kocadan her biri.
HEM-SIFAT
Aynı vasıf ve nitelikte olan.
HEM-SOHBET
f. Birbiriyle konuşan, sohbet eden, arkadaş.
HEM-SUFRE
f. Aynı sofraya oturan, sofra arkadaşı.
HEMŞ
Ameli seri olan, hızlı, hareketleri çabuk olan.
HEMŞEHRİ
f. Aynı şehirden. Aynı memleketli olan.
HEM-ŞERR
f. Kötülükte beraber olan, kötülüğü birlikte yapan.
HEM-ŞİKEM
f. İkiz çocuk.
HEMŞİME
Kuru odun. Kurumağa yüz tutmuş ağaç. Ağaçları kurumuş yer.
HEMŞİRE
f. Aynı sütü emen kızkardeş. Abla, bacı. * Hastabakıcı kadın veya kız.