H Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • HEM-VARE

    f. Her zaman, dâima.
  • HEM-VARÎ

    f. Düzlük, düzolma.
  • HEMYAN

    f. Kese, torba, çanta, dağarcık.
  • HEMZ

    Dürtme, kakma. * Parmaklarla sıkma. * Yere çalma, vurma. * Isırma, dişleme.
  • HEM-ZANU

    f. Diz dize oturup konuşan, yan yana oturan.
  • HEMZE

    ( ) Elif veya elif yerine kullanılan işaret. Elif, vav, ya, he üzerine konulan ve "e" diye okutan işaret. * Parmakla sıkma, dürtme, sıkıştırma.
  • HEM-ZEBAN

    Aynı dili konuşan, lisanları aynı olan.
  • HEM-ZEMAN

    f. Aynı zamanda işleyen. * Çağdaş, muâsır. Aynı çağda yaşayan insan veya geçen hâdiselerin her biri.
  • HEM-ZEN

    f. Beraber vuran. Birlikte olan.
  • HEMZEND

    f. Beraber olanlar. Beraber çalışanlar.
  • HEN'A

    Devenin boynunun altına konan işaret. * Menazil-i Kamer'den bir menzil.
  • HENABİK

    Halka nasihat edip, dediğini kendi yapmayan kimse.
  • HENAE

    Yemeğin sindirilip hazmolması.
  • HENAZÎR

    Hınzırlar, domuzlar.
  • HENB

    Vehamet. * Ağırlık.
  • HENBELE

    Topal sırtlanın yürümesi.
  • HENBER

    Kısa boylu kimse.
  • HENBERÎT

    Sırf yalan.
  • HENCAM

    f. Elinden iş gelmeyen, beceriksiz kimse.
  • HENCAR

    f. Kaide, kural, yol, usul.
  • HEND

    İmsak etmek.
  • HENDEK

    (Bak: Handek)
  • HENDELÎN

    Sözü çok olan kimse.
  • HENDEME

    Bir şeyi yerli yerince yapmak.
  • HENDESE

    Geo: şekil bilgisi. * Mat: Çizgi, yüzey ve hacim olarak bu üç şeklin özelliklerini ve ölçülerini inceleyen matematik kolu.
  • HENDESEHANE

    f. Eskiden mühendis mektebi, teknik üniversitesi. * Bayındırlık ve belediye gibi dairelerin mühendislere mahsus şubesi.
  • HENDESEHANE-İ BAHRÎ

    Bahriye Mektebinin ilk adıdır. Abdülhamid zamanında miladi 1773 yılında Cezayirli Hasan Paşa'nın teşebbüsüyle Tersane içinde açılmıştır. Okulun ilk baş muallimi, Türk riyaziyecisi Gelenbevi İsmail Efendi'dir.Şimdiki ismiyle "Gemi İnşa Mühendisliği" olan Bahriye Mektebi, 1795 senesinde daha muntazam ve mükemmel halde yeniden açılmıştır.
  • HENDESE-İ MÜLKİYE MEKTEBİ

    Osmanlı İmparatorluğu devrinde mühendis yetiştirmek gayesiyle açılan mekteb. XIX. yy. sonlarına kadar memlekette belediye ve mimarî işlerde vazife alacak mühendis bulunmuyordu. Nafia Nezareti bu ihtiyacı nazar-ı itibara alarak bir mühendis mektebi kurulmasının lüzumlu olduğunu ileri sürünce, padişahın emriyle 1884 yılında mekteb açıldı. Ve ilk mezunlarını1888 yılında verdi. 1909 tarihinde ise okulun adı, Mühendislik Mektebi olarak değiştirildi.
  • HENDESÎ

    Muntazam şekli ile alâkalı ve hendeseye dâir. Geometrik şekle dâir. * Geometri ile alâkalı ve müteallik.
  • HENENE

    Bir cins kirpi.
  • HENF

    Sür'at yapmak, hız yapmak.
  • HENGÂM

    f. Zaman, devir, çağ,sıra, vakit, mevsim.
  • HENGÂME

    f. Seslerin birbirine karışmasından çıkan gürültü. Kavga, gürültü. Şamata.
  • HENGÂME-GİR

    f. Meddah, oyuncu. Hikâye söyleyici, hokkabaz. * Diş macunu, leke tozu gibi şeyler satan çığırtkanlar. * Kavgacı, gürültücü.
  • HENGÂM-I BAHAR

    Bahar mevsimi.
  • HENGÂM-I SABAVET

    Çocukluk zamanı.
  • HENGÂM-I ŞEBAB

    Gençlik zamanı, delikanlılık çağı.
  • HENGÂM-I ŞİTA

    Kış mevsimi.
  • HENÎ

    Hazmı kolay olan, faydalı ve sıhhate uygun.
  • HENÎE

    şiddetli emir.
  • HENÎEN

    Sıhhat ve afiyet olsun.
  • HENÎEN LEKÜM

    Size âfiyet olsun, şifa olsun. Helâl olsun. * Tebrik ederiz.
  • HENÎN

    Ağlamak.
  • HENİYYE

    Kolaylık, sühulet.
  • HENK

    Katı yağmur.
  • HENK

    Darlık. Güçlük zorluk.
  • HENME

    Gizli ses.
  • HENN

    Ağlamak. * Ayıptan kinayedir.
  • HENNE

    Kişinin kendi karısı.
  • HENT

    Bir nevi kirpi. * Göz içinde olan yağ.