( ) Elif veya elif yerine kullanılan işaret. Elif, vav, ya, he üzerine konulan ve "e" diye okutan işaret. * Parmakla sıkma, dürtme, sıkıştırma.
HEM-ZEBAN
Aynı dili konuşan, lisanları aynı olan.
HEM-ZEMAN
f. Aynı zamanda işleyen. * Çağdaş, muâsır. Aynı çağda yaşayan insan veya geçen hâdiselerin her biri.
HEM-ZEN
f. Beraber vuran. Birlikte olan.
HEMZEND
f. Beraber olanlar. Beraber çalışanlar.
HEN'A
Devenin boynunun altına konan işaret. * Menazil-i Kamer'den bir menzil.
HENABİK
Halka nasihat edip, dediğini kendi yapmayan kimse.
HENAE
Yemeğin sindirilip hazmolması.
HENAZÎR
Hınzırlar, domuzlar.
HENB
Vehamet. * Ağırlık.
HENBELE
Topal sırtlanın yürümesi.
HENBER
Kısa boylu kimse.
HENBERÎT
Sırf yalan.
HENCAM
f. Elinden iş gelmeyen, beceriksiz kimse.
HENCAR
f. Kaide, kural, yol, usul.
HEND
İmsak etmek.
HENDEK
(Bak: Handek)
HENDELÎN
Sözü çok olan kimse.
HENDEME
Bir şeyi yerli yerince yapmak.
HENDESE
Geo: şekil bilgisi. * Mat: Çizgi, yüzey ve hacim olarak bu üç şeklin özelliklerini ve ölçülerini inceleyen matematik kolu.
HENDESEHANE
f. Eskiden mühendis mektebi, teknik üniversitesi. * Bayındırlık ve belediye gibi dairelerin mühendislere mahsus şubesi.
HENDESEHANE-İ BAHRÎ
Bahriye Mektebinin ilk adıdır. Abdülhamid zamanında miladi 1773 yılında Cezayirli Hasan Paşa'nın teşebbüsüyle Tersane içinde açılmıştır. Okulun ilk baş muallimi, Türk riyaziyecisi Gelenbevi İsmail Efendi'dir.Şimdiki ismiyle "Gemi İnşa Mühendisliği" olan Bahriye Mektebi, 1795 senesinde daha muntazam ve mükemmel halde yeniden açılmıştır.
HENDESE-İ MÜLKİYE MEKTEBİ
Osmanlı İmparatorluğu devrinde mühendis yetiştirmek gayesiyle açılan mekteb. XIX. yy. sonlarına kadar memlekette belediye ve mimarî işlerde vazife alacak mühendis bulunmuyordu. Nafia Nezareti bu ihtiyacı nazar-ı itibara alarak bir mühendis mektebi kurulmasının lüzumlu olduğunu ileri sürünce, padişahın emriyle 1884 yılında mekteb açıldı. Ve ilk mezunlarını1888 yılında verdi. 1909 tarihinde ise okulun adı, Mühendislik Mektebi olarak değiştirildi.
HENDESÎ
Muntazam şekli ile alâkalı ve hendeseye dâir. Geometrik şekle dâir. * Geometri ile alâkalı ve müteallik.
HENENE
Bir cins kirpi.
HENF
Sür'at yapmak, hız yapmak.
HENGÂM
f. Zaman, devir, çağ,sıra, vakit, mevsim.
HENGÂME
f. Seslerin birbirine karışmasından çıkan gürültü. Kavga, gürültü. Şamata.
HENGÂME-GİR
f. Meddah, oyuncu. Hikâye söyleyici, hokkabaz. * Diş macunu, leke tozu gibi şeyler satan çığırtkanlar. * Kavgacı, gürültücü.
HENGÂM-I BAHAR
Bahar mevsimi.
HENGÂM-I SABAVET
Çocukluk zamanı.
HENGÂM-I ŞEBAB
Gençlik zamanı, delikanlılık çağı.
HENGÂM-I ŞİTA
Kış mevsimi.
HENÎ
Hazmı kolay olan, faydalı ve sıhhate uygun.
HENÎE
şiddetli emir.
HENÎEN
Sıhhat ve afiyet olsun.
HENÎEN LEKÜM
Size âfiyet olsun, şifa olsun. Helâl olsun. * Tebrik ederiz.