H Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • HINZÎZ

    (C.: Hanâzız) Enenmemiş veya enenmiş erkek davar.
  • HIR

    Hırıltı. * Kavga, dövüş.
  • HIRA

    Zayıf, cılız. * Küçük, ufak.
  • HIRA

    Mekke-i Mükerreme'nin civarında bulunan ve Hz. Peygamber'e (A.S.M.) ilk vahyin geldiği mağaranın ismidir. Bu mağaranın bulunduğu dağa Hırâ dağı denildiği gibi, Harrâ veya Cebel-i Nur da denilmektedir.
  • HIRABE

    Deve hırsızlığı yapmak.
  • HIRAFE

    Acılık. * Tezlik.
  • HIRAK

    Hareket.
  • HIRAM

    f. Sallanma, salına salına naz ve edâ ile yürüme.
  • HIRAMAN

    f. Salınarak naz ve edâ yaparak yürüyen.
  • HIRASET

    Koruma. * Bekleme, bekçilik etme, muhafaza etme.
  • HIRAŞ

    f. "Tırmalayan, kazıyan" anlamıyla bileşik sıfatlar yapar. Meselâ: Dil-hıraş : Gönlü tırmalayan, inciten. Samia-hırâş : Kulak tırmalayıcı.
  • HIRBA

    Bukalemun adı verilen keler cinsi. * Güneşin bulutlara aksetmesinden hasıl olan renkler.
  • HIRBAK

    Sahabeden bir kimsenin adı ki, ona "Zülyedeyn" de derlerdi. * Def'etmek, kovmak. * Yellenmek.
  • HIRBAŞ

    Fesâd vermek. * Acı bir ot.
  • HIRBÜRE

    Kavun.
  • HIRÇIN

    Pek inatçı, titiz.
  • HIRDAVAT

    Ehemmiyetsiz şeyler, öteberi. * Demirden mâmul eski âlet. (Bak: Hurdevat)
  • HIRED

    f. Akıl, fikir, zihin. İnsandaki düşünce ve anlayış kuvvesi.
  • HIRED-ÂMUZ

    Öğreten, öğretici, muallim.
  • HIRED-ÂŞUB

    f. Akıl dağıtan.
  • HIRED-FERSA

    f. Akıl yorucu.
  • HIRED-MEND

    (C.: Hıredmendân) f. Akıllı, anlayışlı.
  • HIRED-MENDÎ

    Akıllılık.
  • HIRED-PESEND

    Akıllı, zîakıl, düşünen.
  • HIRED-SUZ

    f. Şaşırtıcı, akıl yakıcı.
  • HIRFET

    Geçinmeğe medar (sebeb) olan iş, san'at. Devamlı meşgul olunan iş.
  • HIRFU'

    Pamuk.
  • HIRIZMA

    Azgın hayvanların ağzına veya ayının burnuna takılan demir halka.
  • HIRÎD

    f. Satın alma.
  • HIRÎDAR

    f. Alıcı, müşteri, tâlib.
  • HIRÎDE

    f. Satın alınan, satın alınmış.
  • HIRİSTİYANLIK

    (Bak: İsevî)
  • HIRK

    Törpülemek. * Kızgınlıktan dolayı dişini gıcırdatmak. * Bir şeyi dürtmek.
  • HIRK (HIRRÎK)

    Cömert, kerim.
  • HIRKA

    Bez parçası. Bezden mâmul elbise. * Tas: Mânen dünya zevk u safâsından çekilip kendini ibadete verenlerin elbisesine hırka-i tecrîd denir.
  • HIRKA-İ SAADET

    Cenab-ı Peygamber'in (A.S.M.) İstanbul'da Topkapı Sarayı'nda gümüş sandık içinde muhafaza edilen hırkasıdır. Mısır'ın fethi üzerine Mekke Şerifi tarafından diğer emanat-ı mübareke ile beraber Yavuz Sultan Selim Han'a hediye edilmiştir. Hırka-i Şerif de denir. (O.T.D.S.)
  • HIRKA-İ SAADET DAİRESİ

    İstanbul'da Topkapı Sarayı'nda "mukaddes emanetlerin" bulunduğu yer. Burada yüzyıllardan beri, başta Peygamberimiz Hz.Muhammed'in (A.S.M.) hırkaları olmak üzere İslâmî nitelikte birçok mukaddes eşya saklanmaktadır. Bu eşya Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından, Mısır'ın fethinden (1517) sonra İstanbul'a getirilmiştir.
  • HIRKA-İ ŞERİF

    (Bak: Hırka-i Saadet)
  • HIRKAPUŞ

    f. Hırka giyen, derviş.
  • HIRKAPUŞANE

    f. Fakircesine, dervişçesine.
  • HIRKAPUŞÎ

    f. Fakirlik, dervişlik.
  • HIRKAT

    Hararet, sıcaklık, yanma.
  • HIRMAN

    Yalan, kizb.
  • HIRMAN

    Mahrumluk, mahrumiyet. * Ümitsizlik, ye's.
  • HIRMELE

    Akılsız kadın.
  • HIRNIK

    (C.: Harânik) Tavşan yavrusu. * Bir şâire kadın.
  • HIRPADAK

    Birdenbire, hemencecik. * Uygun bir şekilde, münâsib bir tarzda. Tıpatıp.
  • HIRPANÎ

    f. Derbeder, perişan kılıklı, pejmürde.
  • HIRRAN

    Boyun eğen, itaat eden, muti.
  • HIRRE

    Susuzluk.