H Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • HIYAR-I RÜ'YET

    Bir şey hakkında görülmeden yapılan bir akitten dolayı, âkitlerden biri için görüldüğü zaman sabit olan muhayyerliktir.
  • HIYAR-I ŞART

    Âkitlerden birinin veya herbirinin akdi, muayyen bir müddet içinde fesh veya icazetle infaz edebilmek hususunda muhayyer olmasıdır.
  • HIYAR-I TAĞRİR

    Âkitlerden birinin diğer taraftan aldatılarak bir malı gabn-ı fâhiş ile satmasından veya satın almasından dolayı satış muamelesini fesh hususunda muhayyer olmasıdır.
  • HIYAR-I VASF

    Bir akitte vücudu şart kılınan veya örfen meşhud bulunan mergub bir vasfın mevcud olmaması sebebiyle âkitlerden biri için sabit olan muhayyerliktir. (Sağılır diye satılan bir ineğin, sütten kesilmiş olması gibi.)
  • HIYASA

    Kulak halkası. * Dar etmek, darlaştırmak. * Dikmek.
  • HIYAT

    İplik. İbrişim. * İğne.
  • HIYAT

    (Hâit. C.) Perdeler. Mânialar.
  • HIYATA

    Hıfzetmek, korumak, muhafaza etmek.
  • HIYATA (HIYATET)

    Terzilik, dikiş dikme işi. * Tıb: Ameliyat esnasında kesilip yarılan yerin tekrar kaynaması için dikilmesi. * Ameliyatta dikiş için kullanılan bağırsak ve benzeri şeylerden yapılan iplik.
  • HIYATET-HANE

    f. Dikimevi, dikişevi, terzihane.
  • HIYAZ

    (El-hıyaz) Havuzlar. * Kadınlarda aybaşları, hayız kanları.
  • HIYAZ(A)

    Suya dalmak.
  • HIYAZET

    İlâve etmek, toplamak.
  • HIYERE

    Beğenme, seçme. Benzerlerinden ayırma. * Seçkin, seçilmiş, beğenilmiş, ayrılmış.
  • HIYERE

    Küfe yakınında bir şehrin adı.
  • HIYERE-İ NÂS

    Seçkin kimseler, mümtaz kişiler.
  • HIYFET

    Korku. Gizlilik ve havf.
  • HIYRE

    f. Fersiz ve donuk göz.
  • HIYRE-BAHŞ

    f. Göz kamaştıran, aklı durduran.
  • HIYRE-ÇEŞM

    f. Kamaşık ve donuk gözlü. * Cesur, atılgan. * İnatçı, muannid. * Utanmaz, hayâsız, arsız.
  • HIYRE-DEST

    f. Aldığı işi bozar olan (kimse.). Eli sakar kişi.
  • HIYRE-GÎ

    f. Kamaşıklık, donukluk (göz hakkında). Şaşkınlık.
  • HIYRE-KÜŞ

    f. Sevilen, mahbub, sevgili. * Haksız yere adam öldüren.
  • HIYRE-RE'Y

    f. Reyi zararlı olan, kötü reyli.
  • HIYRE-SER

    f. Sersem, alık.
  • HIYRE-SERANE

    f. Alıkçasına, sersemcesine.
  • HIYRE-SERÎ

    f. Alıklık, sersemlik.
  • HIZ

    Sür'at, çabukluk.* Gayret, şevk. * Fiz: Alınan yolun zamana oranı.
  • HIZAB

    Birşeyi boyamak için hazırlanmış terkib.
  • HIZAC

    Büyük tuluk.
  • HIZAD

    Dikensiz ağaç.
  • HIZAK

    (Hızka. C.) Yığınlar, kalabalıklar.
  • HIZANE

    Bir şeyi bir şeye ilâve etmek. * Fık: Hak ve salâhiyeti haiz olan kimsenin belirli müddet zarfında çocuğunu besleyip büyütmek ve terbiye etmek üzere yanında bulundurması. * Bir şeyi kucağına almak.
  • HIZAR

    Bahçe çevresine yapılan duvar veya çit.
  • HIZB

    (C. Ehzâb) Erkek yılan. * Ok atarken yaydan çıkan ses.
  • HIZC

    (C.: Ehzâc) Devenin içtiği havuzun dibinde kalan su. * Ateş yakmak.
  • HIZECR

    (C.: Hazâcir) Karnı büyük kişi.
  • HIZF

    (Bak: Hazf)
  • HIZIR (A.S.)

    İkinci tabaka-i hayat mertebesine mazhar olan ve Kur'an-ı Kerim tefsirlerinde ismi zikredilen bir zât-ı kerim. (Bak: Meratib-i hayat)
  • HIZK

    Kuşun terslemesi.
  • HIZK (HİZAK)

    Zeyreklik, akıllılık. * Ustalık, mahâret.
  • HIZKA

    Yığın, kalabalık.
  • HIZLAN

    Rezil olma. Rüsvaylık. * Aşağı düşmek. * Muâvenetini, yardımını terk etmek.
  • HIZLAN

    Müflis olmak. İflas etmek.
  • HIZVE

    Kadının, kocası yanında hürmetli, izzetli ve mertebeli olması.
  • HIZY

    Hor ve zelil olmak. * Rüsvay olmak.
  • HIZZET

    Mertebe, menzile, derece.
  • HİBA

    (C.: Ahbiye) Abadan veya keçeden yapılmış göçebe çadırı, oba.
  • HİBA

    Bahşiş. * Kadına kocasından kalan hisse. * Vergi.
  • HİBAB

    Neşat, sevinç, sürur.