Hisarla çevrili yer. * Hisarda oturan, kalede mukim. * Ask: Sınırlarda bulunan şehir ve kalelerde topçuya ait hizmetlerde kullanılan bir sınıf asker. Bunlara İstanbul'dan gönderilen "topçuağası" kumanda ederdi. Hisarlılar, bölük ve ortalara ayrılmamıştı. Sayıları sınırlı ve sabit değildi.
HİSBAN
Zan. * İtikat.
HİSBE
Ecir, sevap. * İslâm hukukunda, devlet muhasebesi. Muhasebe dairesi. * Huk: Hisbe, daha sonraki çağlarda zabıta, çarşı zabıtası, ahlâk zabıtası gibi değişik müesseselerin adı oldu.
HİSÎL
Dağ ağaçlarından bir cins. * Kısa boylu adam.
HİSKİL
(C.: Hasâkil) Her canavarın yavruları içinde küçük olanı.
HİSL
(C.: Husul) Yumurtasından yeni çıkmış olan kertenkele yavrusu.