(Habîke ve Hibak. C.) Habîkeler ve hibaklar. (Bak: Habîke)
HUBÜS
Necaset, çirkinlik.
HUBZ
Ekmek.
HUBZE
Ekmek parçası. Bir parça ekmek. * Kül pidesi.
HUBZ-I ŞAÎR
Arpa ekmeği.
HUBZ-İ HINTA
Buğday ekmeği.
HUC
f. Horoz ibiği. * Kuş tacı, ibik. * Koç. * Horoz ibiği adlı bir çiçek.
HUCEE
Çok nikâh ve çok cima eden erkek. * Şişman ve ağır kimse.
HUCESTE
f. Saâdetli, mutlu. Hayırlı, uğurlu, meymenetli.
HUCESTE-HİSAL
f. Güzel huylu, tabiatı uğurlu.
HUCESTE-RE'Y
Reyi, fikri ve düşüncesi isabetli ve uğurlu.
HUC-İ HURUS
Horoz ibiği.
HUC-İ HÜDHÜD
İbibik ibiği, hüdhüd kuşunun ibiği.
HUCNE
Kuşak.
HUCRE
(Bak: Hücre)
HUCUB
(Hicab. C.) Perdeler, hicablar, hâiller.
HUCURAT
(Hücre. C.) Hücreler, odacıklar.
HUCURAT SURESİ
Kur'an-ı Kerim'de 49. suredir. Medine-i Münevvere'de nâzil olmuştur.
HUCZE
(C.: Hucez) Kuşak yeri. * Ateşli odun parçası.
HUD
f. Miğfer, baş zırhı.
HUD
(Hâid. C.) Büyüklük. * Çok hürmet. * Bir Peygamber ismi. Rıfk, sükun ve vakar ile muttasıf olduğu için bu Peygambere Hud ismi verilmiştir. (A.S.) Yahudilere de bu isim söylenilmiştir. Nuh tufanından sonra Yemen diyarında Hadremud civarında Ahkaf denilen yerde Ad Kavmine gönderilen Peygamber Hud (A.S.) idi.
HUD SURESİ
Kur'an-ı Kerim'de 11. sure olup Mekke-i Mükerreme'de nâzil olmuştur.
HUDA
f. Rabb. Sâhib. Cenab-ı Hak. Hâlık.
HUD'A
Hile, oyun. Aldatma. Düzen. Mekir. * Bir kere aldanmak. * Herkese aldanan. Safdil.