Mahviyet ve tevazu hali, alçak gönüllü olmak. Allah'ın azametini, celal ve cemalini, büyüklüğünü tahattur ve tefekkürden hâsıl olan, insandaki huzur ve huşu' hâli.
HUZUB(E)
Semiz olmak, besili olmak.
HUZUK
Adımları birbirine yakın olan kısa boylu kimse.
HUZUKA
Ekşilik.
HUZUNET
(C.: Huzen) Sağlamlık. Kabalık, sertlik.
HUZUR
Hazır olmak. Mevcud bulunmak. * Hürmet edilmesi lâzım gelen kimsenin yanında olmak. * İbadet neticesi hâsıl olan rahatlık, gönül ferahlığı.
(Hâzır. C.) Hazır olanlar, hazır bulunanlar, huzurda ve gözönünde olanlar.
HUZZÂR-I MECLİS
Mecliste hazır bulunanlar.
HÜBAŞE
(C.: Hübâşât) Kesbetmek, kazanmak, çalışmak.
HÜBEL
Cahiliyet devrinde Kureyşlilerin en büyük putu.
HÜBU'
(C.: Hebât) Doğum vaktinin sonunda doğmuş deve yavrusu. * Devenin boynunu uzatarak yürümesi.
HÜBU'
Uyumak. * Eşek gibi yürümek. * Boynunu uzatmak.
HÜBUB
Esme. Üfürme. Rüzgârın hafif hafif esmesi.
HÜBUB-İ RİYÂH
Rüzgârların esmesi.
HÜBUR
Çukur. * Büyük tas.
HÜBUT
Aşağı inme. İnmek. (Suudun zıddı) * Uyuşma, anlaşma.
HÜBUT-U ÂDEM
Hz. Âdem'in (A.S.) Cennet'ten dünyaya inmesi.
HÜBÜK
(Habike. C.) Samanyolları. * Çizgiler.
HÜBÜVV
Ateşin sönmesi.
HÜCCAB
(Hâcib. C.) Perdeciler. * Kapıcılar.
HÜCCET
Senet. Vesika. Delil. Bir iddiânın doğruluğunu isbat için gösterilen resmi vesika. * Şâhid.
HÜCCET-İ DÂFİA
Bir şeyi isbata değil, ancak taleb ve iddiayı defetmeğe yarıyan hüccet.
HÜCCET-İ KASIRA
Şahsa mahsus olup başkasına taâlluk etmeyen hüccet.
HÜCCET-İ KATIA
f. Kat'i delil. Bir şeyin doğruluğunu şeksiz, şüphesiz isbata vesile olan.
HÜCCET-İ MÜSBİTE
Bir şeyin isbatında delil olan hüccet.
HÜCCET-İ MÜTEADDİYE
Taraflara münhasır olmayıp başkalarını da alâkalandıran delil.
HÜCCET-İ ZAHRİYE
Kenarında sebebi yazılı bulunan hükmün tasdikli suretini ihtiva eden hüccet.
HÜCCET-ÜL İSLÂM
İslâmın delili, hücceti. (Bak: İmâm-ı Gazâli)
HÜCCİYET
İhticaca salih olma. Delil sayılabilme, sağlam delil kabul edilir olma.
HÜCEC
(Hüccet. C.) Deliller, senedler, vesikalar.
HÜCEC-İ HATTİYE
Huk: Yazılı deliller. Bunlar tezvir ve tasni şüphesinden sâlim olduğundan onunla amel edilebilir, yani hükme medar olur, başka vech ile sübuta ihtiyaç kalmaz. (Beraetler, mahkeme kararları, tescil edilen vakriye gibi.)