İ Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • İDA'

    Emanet bırakmak. Vedia koymak. * Huk: Kendi malının muhafazasını başkasına havale etme.
  • İDÂA

    Zâyi etmek. Boşuna harcamak.
  • İDÂA-İ VAKT

    Vaktini boşa geçirmek. Vaktini zâyi etmek.
  • İDAB

    Acib nesne.
  • İDAB

    Herkesi ziyafete davet etme. Sofrası herkese açık olma. * Doğruluğunu ve hak olduğunu herkese bildirme.
  • İDABE

    Edeblilik, terbiyeli oluş.
  • İDAD

    (İded) Üstünlük, galibiyet, zafer. * Kuvvet, zor.
  • İDAD

    Saymak. Sayı. Hesab etmek. * Ölüm vakti. * Fark. Vergi. * Bahşiş. * Küfüv. Denk, hemtâ. * Delilik emâresi. * Parmakla hesab etmek.
  • İ'DAD

    Hazırlama. Yetiştirme. Geliştirme.
  • İD'AD

    Korkutmak.
  • İDADE

    Kol bağı.
  • İ'DADİYE

    Hazırlığa ait. Hazırlığa mahsus. * Orta tahsili veren okullar. Vaktiyle rüşdiyeden sonra gidilip yüksek mekteblere girebilmek için lâzım gelen bilgileri öğreten okul. Sultaniyelerden aşağı olan mekteb.
  • İDAHA

    Muti olmak, itaat etmek.
  • İDAK

    Davarın kösneyip aygır istemesi.
  • İ'DAL

    Güç olmak, zor olmak.
  • İDALE

    Bir şeyin elden ele geçmesi.
  • İDAM

    Islah etmek. Muvafık kılmak, uygun yapmak.
  • İDAM

    Katık. Ekmekle beraber yenen şey.
  • İ'DAM

    Vücudu ortadan kaldırmak. Yok etmek. Öldürmek.
  • İD'AM

    Direk vurmak.
  • İDAME

    Devam ettirmek. Dâim ve bâki kılmak.
  • İ'DAM-I NEFS

    İntihar. Kendi kendini öldürmek.
  • İDANE

    (Deyn. den) Borç, ödünç verme, ikrâz.
  • İDANETEN

    Borç olarak, ödünç olarak, idane suretiyle.
  • İDARE

    Devrettirmek. Çekip çevirmek. Döndürmek. Kullanmak. Becermek.
  • İDARE FİTİLİ

    Eskiden geceleyin yatak odalarını aydınlatmak için zeytinyağı konmuş küçük bir tabağın içinde yakılan bir çeşit fitilin adıdır. Küçük petrol lâmbalarına da idâre denildiği için bunların fitillerine de bu ad verilir.
  • İDARE KANDİLİ

    Yatak odalarını aydınlatmağa ve elde gezdirmeğe mahsus küçük, ışığı az lâmba.
  • İDAREHANE

    f. Bir işe bakan hey'etin veya bir işi idare edenlerin toplanarak iş gördükleri yer ve dâire. * Dergi, gazete vs. gibi yayınların yazı işlerine bakılan dâire.
  • İDARE-İ ASKERİYE

    Askerlik işleriyle meşgul olan idare.
  • İDARE-İ EKVANÎ

    Kevnlerin, âlemlerin idaresi, tasarrufu.
  • İDARE-İ MAHSUSA

    İlk adı "İdare-i Aziziye" olan devlet vapur işletme dairesi.
  • İDARE-İ MASLAHAT

    Bir işi mümkün mertebe iyi-kötü yürütmek.
  • İDARE-İ MEŞRUTA

    Meşrutiyet idaresi, meşrutiyetle idare.
  • İDARE-İ MUTLAKA

    Bir hükümdarla idare. Bir hükümdarın idare ve yönetimi altında bulunan devlet. Mutlakiyet idaresi.
  • İDARE-İ MÜSTEBİDE

    İstibdat idaresi.
  • İDARE-İ ÖRFİYE

    İcabında devletin bir yerde mülki idareye ait nizamları tatil ile kanunen kurduğu askerî idare. Örfi idâre, sıkıyönetim.
  • İDARE-İ UMÛR

    İşlerin görülmesi.
  • İDARETEN

    İdare için. Kanun ile değil, işin gelişine göre yaparak. İdare yoluyla, işi idare ederek.
  • İDARÎ

    İdare. * İdare ile alâkalı.
  • İD'AS

    Tepelemek.
  • İDAVE

    (C: Edâvâ) Deriden yapılmış su kabı. Asker matarası.
  • İDB

    Acib iş.
  • İDBAK

    Ulaştırmak. Yapıştırmak. * Tecvidde: Harf okunduğu zaman dilin üst damağa yapışmasına denir. Bu sıfatın harfleri. Sad, dad, tı, zı'dır. İsimlerine müdbaka denir. (Bak: İtbak)
  • İDBAR

    Geriye gitmek. Geri dönmek. * İşlerin ters gitmesi. * Talihsizlik. * Bir gezegenin diğer oniki burcun tertibine zıt olarak hareketi. (Asıl tertibe göre gitmesine de ikbal denir.)
  • İDBİSAS

    Ne kırmızı, ne siyah olmak. * Ot bitmek.
  • İDCAN

    (İdcican) Gökyüzü yağmur bulutlarıyla örtülme. * Hava çok sisli ve dumanlı olma.
  • İDD

    Büyük, acib şey. * Belâ, dâhiye. * Yalan.
  • İDDE

    Müddet. Zaman. Vakit. * Küfüv. Hemta. Arkadaş.
  • İDDET

    Bekleme müddeti. * Sayılmış. Madud. * Cemaat. * Hıfz. * Fık: Kocasından ayrılan kadının, başkası ile evlenebilmesi için, üç defa hayız görüp temiz oluncaya kadar geçen zaman. (Kocasından boşanırsa 100 gün, kocası ölürse 130 gün.)
  • İDDET-İ EŞHÜR

    Ay hesabıyla iddet beklemek. Boşanma tarihinden itibaren hür ise üç ay, cariye ise birbuçuk ay bekler.