İ Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • İFRAZ HAZİNESİ

    Tar: Kullanılmayan kıymetli eşyanın saklandığı yer. Bu gibi kıymetli şeylerden ikinci dereceden olanların muhafaza olunduğu yere de "Bodrum Hazinesi" denilirdi.
  • İFRAZAT

    Vücuddan çıkan, bedenden ayrılan kan, irin, balgam gibi şeyler.
  • İFRAZCİYAN

    Darphanede sikke (para) kesenler. Altun, gümüş ve bakır madenlerini para haline getirdikleri için bu tabir meydana gelmiştir.
  • İFRİNKA'

    Parmak çıtırdatma. * Gidermek. * Ayırmak.
  • İFRİT

    Cin taifesinden çok muzır, şerir ve korkunç bir cins. * Mc: Korkunç, kızgın ve öfkeli insan.
  • İFRİZ

    Dam saçağı.
  • İFSAD

    Bozmak. Azdırmak. Fesada uğratmak. Fitne salmak. Karıştırmak.
  • İFSADAT

    (İfsad. C.) İfsadlar, kargaşalıklar, fesada uğratmalar.
  • İFSAD-I Mİ'DE

    Mideyi bozma.
  • İFSAH

    Unutmak. Akıldan çıkarmak. İhmal etmek.
  • İFSAH

    Fesahatla konuşmak. Açık ve düzgün söz söylemek.
  • İFSAH

    Açmak, genişletmek.
  • İFSAM

    Hastanın ateşinin düşmesi. * Kesilip bitme, tükenme. * Yağmurdan sonra hava açılma.
  • İFŞA

    (C.: İfşâât) Duyurmak. Fâşetmek. Meydana çıkarmak. Gizli bir şeyi herkese duyurmak.
  • İFŞAAT

    (İfşa. C.) İfşa etmeler, fâşetmeler, meydana çıkarmalar, duyurmalar.
  • İFŞA-Yİ RAZ

    Sırrı açıklama.
  • İFTA

    Fetva vermek. (Bak: Fetva)
  • İFTAH

    Seğirtme. * Sık nefes alma, hızlı hızlı soluk alma.
  • İFTAH

    Açmak. Fethetmek. (Bak: Feth)
  • İFTAL

    f. Dağınık. * Yırtık, aralık, yarık.
  • İFTAM

    Memeden ayırma, sütten kesme.
  • İFTAN

    Fitneye düşürme. * Ayartma.
  • İFTAR

    Oruç açmak. Oruç açılırken yenen yemek. (Zıddı: İmsak)
  • İFTARİYYE

    İftarlık. İftar için hususi olarak hazırlanmış nevale. Bunlar oruç bozulduktan sonra yemek yenmeden evvel yendiği için bu ad verilmiştir. * Osmanlı İmparatorluğu zamanında padişah sarayında, vüzera, eşraf ve âyân konaklarında, davetlilere iftardan sonra diş kirası namıyle verilen bahşiş, para.
  • İFTİAL

    Fal tutma, fala bakma.
  • İFTİAL

    Bir şeyi iş edinmek. Kendiliğinden yapmak. * Arabçada beş harfli fiilin birinci babı. * Yalan düzmek, iftira etmek.
  • İFTİAT

    Başa tülbent sarmak.
  • İFTİCA'

    Birdenbire, ansızın olma.
  • İFTİDA'

    (Fidye. den) Fidye vererek esirlikten kurtulma.
  • İFTİDAH

    (Fadâhat. den) Kırma, kırıp ufalama. * Maskara olma, rezil olma.
  • İFTİHAM

    (Fehm. den) Kavrama, anlama. Fehmetme.
  • İFTİHAR

    Övünmek. Kendini beğenircesine kendinden ve yaptıklarından bahsetmek. * Başkasının iyi bir hali ile sevinmek. (Bak: Tahdis-i ni'met)
  • İFTİHAR MADALYASI

    Padişaha sadakat gösterenlere, tarım ve san'atın ilerlemesine çalışanlara, yangın ve sâri hastalık anında devlet ve millete büyük hizmetleri dokunanlara verilmek üzere II. Abdülhamid'in irade-i seniyesiyle altın ve gümüşten olmak üzere çıkarılan madalya. (1886 ve 1887) Madalyanın ön yüzünde yukarı kısmında şualar içinde tuğra ve alt kısmında Osmanlı arması; diğer yüzünde defne dalı arasında bir boş saha vardır. Buraya, madalyanın sahibi olacak şahsın adı yazılırdı. Kırmızı renkli kurdele ile göğsün sol tarafına takılırdı. Sahibinin ölümünde vereseye intikal etmez, hükümete geri verilirdi.
  • İFTİHARİYYAT

    İftihar yoluyla söylenen sözler.
  • İFTİHAS

    Gerçeği ve hakikatını dikkatle araştırma. İçyüzünü iyice tetkik etme. * İmtihan etme, deneme.
  • İFTİKAD

    Arayıp sormak. * Kaybolmak.
  • İFTİKAK

    (Fekk. den) Rehinden kurtarma, rehinden çıkarma.
  • İFTİKAL

    Çok çalışma, bir işte çok fazla emek harcama, pek fazla gayret sarfetme.
  • İFTİKAR

    Yoksulluğunu, fakirliğini açığa vurmak. * Çok ihtiyacı olmak. * Tevazu'. Alçak gönüllülük.
  • İFTİLA'

    Otlatma.
  • İFTİLAK

    Taaccüb etmek, şaşırmak.
  • İFTİLAL

    Bükülme. * (Asker) muharebeden yılma.
  • İFTİLAT

    Ansızın bir işe girişme. * Hatıra gelivererek şiir veya söz söyleme.
  • İFTİLAZ

    Kesmek, kat'. * Bir kimsenin bir parça malını almak.
  • İFTİNAN

    Türlü türlü ve birbirini tutmayan düzensiz söz söyleme. * Fitneye düşmek. * Âşık olmak.
  • İFTİRA

    Birinin üzerine suç atmak. Bühtan. İfk. Yalan yere birisini suçlu göstermek.
  • İFTİRAAT

    (İftira. C.) İftiralar, asılsız isnatlar, aslı esası olmayan suç yüklemeler.
  • İFTİRAK

    Perişan olmak. * Ayrılmak, dağılmak. Hicran.
  • İFTİRAKAT

    Ayrılıklar. İftiraklar. Parçalanmalar.
  • İFTİRAK-I İZAM

    Kemiklerin dağılması.