Koklamak. Kokusunu almak. * Hissetmek, sezmek, dolayısı ile anlamak. * Uzaktan haber almak.
İSTİŞRA
Satın alma. Satın almak isteme.
İSTİŞRAB
İmâ ederek ve kapalı olarak anlatmak isteme. * İçmek isteme.
İSTİŞRAF
Ellerini güneş ışığına siper etme.
İSTİ'TA
(Atâ. dan) Bahşiş istemek. Atiyye istemek.
İSTİTAAT
(Tav'. dan) Tâkat getirmek. Kudreti ve gücü yeter olmak.
İSTİ'TAB
Kendinden razı, hoşnut etme.
İSTİTABE
Hoş ve iyi bulma.
İSTİTABE
Tövbe ettirme. Tövbe teklif etme.
İSTİTAF
Kaplama, ihtiva etme.
İSTİ'TAF
Yardım taleb etme. * Acımayı isteme.
İSTİ'TAFKÂRANE
f. Şefkat, merhamet isteyene yakışır halde.
İSTİTAL
Gözyaşları inci gibi dökülme. * Birbiri ardınca çıkma. Birbirinin peşinden çıkma.
İSTİTALE
Uzanmak. Uzantı. Uzayıp gitmek. * Birisi üzerine faziletlilik dâvasında bulunmak. * Tecvidde: Harf okunduğunda sesin imtidadına, uzamasına denir. Bu harfe müstatıl harfi de denir. Bu sıfat Dad harfine aittir. * Tıb: Vücutta bazı organların uzaması.
İSTİT'AM
Yemek isteme. Yiyecek şeyler taleb etme.
İSTİTAN
Vatan edinme, bir yerde yerleşme, yurt edinme.
İSTİTAR
Yazma.
İSTİTAR
Kapanmak, örtünmek.
İSTİTARE
Gönderme veya gönderilme. Yollanma. * Uçurma veya uçurulma.
İSTİTARE
Örtülecek, perdelenecek şey.
İSTİTBA'
Tâbi olmayı istemek. Peşinden sürüklemek.
İSTİTBAB
(Tıbb. dan) Doktora başvurma, kendini hekime gösterme. * İlâç arama. * Çare isteme, derdine devâ arama.
İSTİTMAM
(Tamam. dan) Tamamlama, tamamlamağa çalışma. Tamamlamasını isteme. Bitirmek için uğraşma.
İSTİTRAB
Sevinmeyi, süruru istemek.
İSTİTRABÎ
Sürur ve sevinmeyi istemeğe dâir.
İSTİTRAD
Edb: Bir söz söylerken o fıkra içinde başka bir bahis nakletmek.
İSTİTRADEN
Edb: Bir bahis anlatırken, söz gelimi, başka bir mes'eleyi de anlatıvermek suretiyle.
İSTİTRADÎ
İstitrad ile alâkalı. Asıl mevzudan olmayan.
İSTİTRADİYAT
(İstitrad. C.) İstitrad şeklinde söylenen sözler.
İSTİTRAF
(Turfe. den) Hiç görülmemiş bir şey sayma. * Şubelendirme, dallandırma.
İSTİVA
Müsavi oluş. Temasül. * İ'tidal, istikamet ve karar. * Kemalin sâbit olması. * Kaba kuşluk zamanı. * Yükselmek, yüksek olmak. Üstün olmak. * İstila eylemek.
İSTİVA-Yİ SİNN
Kırk yaşlarına gelme.
İSTİVFA
Vefa istemek.
İSTİYA'
Kötü davranma. Fena muamelede bulunma.
İSTİYAK
Misvâk kullanma.
İSTİYAS
(Ye's. den) Ye'se düşme, ümitsizlenme.
İSTİZA'
Işıklanma, aydınlanma.
İSTİ'ZAB
Birşeyi tatlı bulmak, tatlı saymak. Tatlı su istemek.
Belirsiz ve mübhem bir şey hakkında açık söylenmesini istemek. İzah istemek. * Gensoru. Bir mes'ele hakkında mebuslar tarafından başbakana veya bakanlardan birine açılan ve sonunda soruşturma yapılması istenilen sual.
İSTİZAHEN
Bir şeyin açıklanmasını isteyerek.
İSTİZALE
(İzale. den) Yok edilme, izale olma.
İSTİ'ZAM
Büyük tutmak ve büyük tanımak. * Gururlanmak. Kibirlenmek.
İSTİZAN
Bir hususta izin istemek. İzin için danışmak.
İSTİ'ZAR
Özür ve afv dileme.
İSTİZARE
Ziyaretine gelinmesini isteme veya ziyarete gelmesi istenilme.
İSTİZHAN
Akıl etmek, düşünmek.
İSTİZHAR
Dayanmak. Güvenmek. Arka vermek. * Yardım istemek. Zahîr istemek. * Ezberlemek. * Aşikâr etmek.