K Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • KÛTAH-BÎN

    f. Neticeyi göremiyen, basiretsiz, kısa görüşlü.
  • KÛTAHTER

    f. Pek kısa, çok ufak.
  • KÛTAH-TERİN

    f. En çok kısa.
  • KUTAR

    Kebap kokusu. Ot kokusu.
  • KUTB

    (Kutub) Dünyanın şimâl veya cenub uçları. (Güney ve kuzey taraflarının son kısımları.) * Elektrik cereyânını meydana getiren veya mıknatısın uçlarından her biri. * Dini bir meslek veya grubun başı. Bir çok müslümanların kendisine bağlandıkları azim ve büyük evliyaullahtan zamanın en büyük mürşidi.
  • KUTBE

    Nişan okunun temreni. * Erkek ismi. * Nişanlara atılan ufak ok.
  • KUTBEYN

    İki kutub. Şimal ve cenub kutbu. Kuzey ve güney kutubları.
  • KUTBÎ

    (Kutbiye) Dünya kutuplarına ait. Onlarla alâkalı.
  • KUTBİYE

    Deve ve koyun sütünün birbirine karışması.
  • KUTBİYET

    (Bak: Kutb-ul aktab)
  • KUTB-U CENUBÎ

    Güney kutbu.
  • KUTB-U DEVRAN

    Halife ve bu sıfatı alan Osmanlı padişahı.
  • KUTB-U RİSALET

    Risaletin başı. * Hz. Muhammed (A.S.M.)
  • KUTB-U ŞİMALÎ

    Kuzey kutbu.
  • KUTB-UD DİN

    Dinin kutbu.
  • KUTB-UL AKTAB

    Kutubların başı. Hilafet-i mâneviye-i Muhammediye (A.S.M.). Velâyet-i mâneviye makamlarının en yükseği, nübüvvet-i Muhammediyeye (A.S.M.) veraset makamı olup, bu makama ancak Cenâb-ı Hakkın bir atiyyesi olarak nâil olunur. Bu makamda bulunan zât, Hakikat-ı Muhammediyenin (A.S.M.) mazharı ve Esmâ-i İlâhiyenin câmi'idir. Her asırda bir tane bulunan bu zatların sonuncusu mezkur sıfatların en ekmeline mazhardır. Bu makam hakkında Gavs ve Kutbiyyet-i Kübrâ tâbirleri de kullanılır.
  • KUTB-UL ÂRİFÎN

    Ariflerin en ileri geleni, en büyüğü. Maddi, mânevi ve İlâhi ilim sahiblerinin başı. Ariflerin kutbu. (Bak: Aktâb)
  • KUTB-UZ ZAMAN

    Zamanın en ileri gelen ve en büyük ârif ve mürşidi. (Bak: Aktâb)
  • KÛTEH

    (Kutâh) f. Kısa, boysuz.
  • KÛTEHBÂL

    f. Kısa boylu.
  • KÛTEHBÎN

    f. Kısa görüşlü. İleriyi göremez.
  • KÛTEHDEST

    f. Kısa elli. Elli kısa olan. * Mc: Hasis, cimri, tamahkâr, keremsiz.
  • KÛTEHENDİŞ

    f. Sonunu ve istikbali düşünmeyen. Kısa görüşlü.
  • KUTELA'

    (Katil. C.) Öldürülmüş kimseler, maktuller.
  • KUT-I LÂ-YEMUT

    Ölmeyecek kadar olan rızık, yiyecek.
  • KUT-I MESİH

    Hurma. * Şarap.
  • KÛTÎ

    Kısa boylu adam.
  • KUTİLE

    (Katil. den) Katledildi, kahroldu veya kahrolası meâlindedir.
  • KUTME

    Bozluk ve kızıllık olan renk. (O renkte olana "aktem" derler.) (Müe: Katmâ)
  • KUTN

    (C: Aktân) Pamuk.
  • KUTNE

    Geviş getiren hayvanların midelerinin bir bölümü. Şirden.
  • KUTNİYE

    Aşure tatlısı.
  • KUTR (KUTUR)

    Taraf. Canib. * Nahiye. Mahal. Arzın veya semânın bir ciheti. * Çap. * Bölük. Bölge. * Geo: Dairenin merkezinden geçip onu iki müsavi kısma bölen doğru parçası, çap.
  • KUTRE

    Avcılar kümesi.
  • KUTRENÎ

    Kutur itibariyle, çap olarak.
  • KUTR-U DÂİRE

    Geo: Dairenin kutru. Çap.
  • KUTRUB

    Bir kuş.
  • KUTRUTÎ

    Kısa boylu küçük adam.
  • KUTTA'

    (Katı'. C.) Kesiciler, kat' ediciler, kesenler.
  • KUTTA-İ TARİK

    Yol kesenler, eşkiyalar, haydutlar.
  • KUTTAL

    (Katil. C.) Katiller, öldürücüler, öldürenler. Katledenler.
  • KUTTAN

    (Katın. C.) Yerliler, oturanlar, sâkinler.
  • KUTU'

    Zelil olmak. Hakarete uğramak.
  • KUTU'

    Sudan veya bir yoldan geçme. * (Kuşlar) göç etme. * (Kat'. C.) Kesintiler.
  • KUTUB

    (Kutb. C.) Kutublar.
  • KUTUR

    Pintiliğinden dolayı ailesini sıkıntı içinde bırakan adam.
  • KÛTVAL

    f. Kale muhafızı. Dizdar. * Belediye reisi. Şehir ağası.
  • KUUD

    Cülus. Oturmak. * Namazın oturarak kılınan kısmı. Secdede iken kalkıp oturmak.
  • KUULE

    Ayağının arkasıyla yerden toprak saçmak.
  • KUUR

    (Ka'r. C.) Dipler, derinlikler. Nihâyetler.