Boğazına düşkün, obur. * Lokma sezdiği yere can atan kimse.
LIKVE
Cimanın evvelinde gebe olan kadın. * Tez yüklü olan deve. * Kova.
LISB
Küçük kaya yarığı. * Derenin dar yeri. Dar olan her cins madde. * İçi zorla çıkan ceviz.
LISS
(C.: Lüsus-Elsâs) Hırsız.
LIST
Hırsız.
Lİ
Gr: Lâm harfinin esre ile okunuşu. Bir kelimenin başına geldiğinde, "için, dolayı, ötürü, yüzünden, sebebinden" gibi mânâlara gelir. Kendinden sonraki isimleri cerreder. Yerine göre muhtelif isimler alır. Lâm-üt-tahsis ve temellük gibi.
LİAB
(Bak: Lüâb)
LİAM
(Leim. C.) Alçak, aşağılık ve zelil kimseler. Pinti ve cimri insanlar.
LİAME
(C.: Liem-Lüum) Kadın gömleği.
LİAN
Lânetleşmek. İki kişinin birbirini lânetlemesi. * Fık: Zevc ile zevcenin hâkim huzurunda şer'i usulüne uygun olarak dörder defa şahitlikte bulunduktan sonra, nefislerine lânet ve gadab okumak suretiyle olan yeminleri. Buna: Mülâene, telâun, iltiân da denir.
Lİ-AYNİHÎ
Kendisi ile bir. Aynı ile. * Allah tarafından emrolunan bir şeydeki güzellik, ya li-aynihi bir hüsündür veya li-gayrihi bir hüsündür. Ya kendi zatındaki bir güzellikten dolayı hasendir veya başkasında sabit bir güzellikten dolayı bir hasendir. Meselâ: Biz iman ile me'muruz. İmandaki hüsn, bir hüsn-ü zâtidir. Bu hüsün başkasından alınmış değildir. Öyle ise iman bizâtihi hasen olan bir durumdur. Biz cihad ile de me'muruz. Cihad hadd-i zatında insanları tazib, beldeleri tahribe sebeb olacağı için li-zatihi güzel değildir. Belki dini ihyaya, İslâm yurdunu muhafazaya vesile olduğu için güzeldir. Binaenaleyh cihad li-aynihi değil, li-gayrihi güzeldir, hasen'dir. (Ist.Fık.K.)
Lİ-AYNİHÎ HARAM
Fık: Aslında herkes için haram olan şey.
LİBA'
Hayvan doğurduktan sonra gelen süt. Avuz (Ağuz)
LİBAB
(Lebib. C.) Akıllılar, zeki kimseler.
LİBAÇE
f. Elbise, libâs.
LİBAN
Kadın sütü, insan sütü. * Süt emzirme.
LİBAS
Giyilecek şey. Elbise. * Karı ve koca. * Mc: İctima'. * Şübhe kabul eden söz.
LİBAS-I FERSUDE
Eskimiş elbise.
LİBAS-I TAKVA
Takva elbisesi. Sâlih ameller.
LİBD
(C.: Lübud) Yün. * Keçe.
LİB'E
(C: Libâ) Ağuz denilen koyu süt. (Her dişi davar doğurduğunda önce olur.)
LİBERAL
Fr. Ferdî hürriyet lehinde, hürriyete elverişli. Ferdî teşebbüs ve hürriyet haklarını korumak için en iyi vasıta, devletin salâhiyyetlerini mümkün olduğu kadar tahdid etmek fikri. Rusya'daki dinsiz sosyalistliğin zıddı. (Bak: Sosyalizm)
LİBS
Kâbe-i Muazzama'ya örtülen örtü.
LİBSE
Elbise giyme. Giyiş.
LİCAC
İnat ve düşmanlığı devam ettirme. Hasımlığı sürdürme.
LİCAF
Kapının üst eşiği.
LİCAM
(Ligâm) f. Dizgin. Gem.
LİDAD
Husumet etme. Dâvacı olma.
LİDAM
Eski elbiseye yapılan yama.
LİDER
Şef. Başkan. Siyasi bir topluluğun başı.
Lİ-EB
Baba bir (kardeşler).
Lİ-EBEVEYN
Ana ve babaları bir olan kardeşler.
Lİ-ECLİ
...için, meram ve maksadı ile.
Lİ-ECLİLLAH
Allah için, Allah rızası için. Allah rızası dairesinde.
Lİ-ECL-İL-MASLAHA
İş icabı, maslahat için.
Lİ-ECL-İT-TAHSİL
Okumak için, tahsil yapmak için.
LİF
Hurma çöpü.
LİFA'
Örtünecek nesne. Yorgan.
LİFAFE
(C.: Lefâif) Sargı. * Kefen. Ölünün sarıldığı bez katlarının herbiri. * Bazı çiçeklerin etrafını çeviren değişik yapraklar.
LİFAM
Eskiden kadınların burun örtüsü.
LİFF
(C: Elfâf) Sıklığından yanındaki ağaca girmiş ve dolaşmış olan ağaç.
LİFT
Şalgam. * Parça, bölük.
LİGAM
f. Dizgin, gem.
LİGAT
Ses, sedâ.
LİGAYRİHÎ HARAM
Aslında helâl olup, başkasının hakkı olduğu için veya neticeleri itibarı ile haram olan şey. Meselâ cuma namazı esnasında ticaret yapmak gibi.
LİHA
Ağaç kabuğu, kışr. * Çekişmek, niza edişmek, kavga etmek.