Eğer sen olmasaydın (meâlindedir).( $ beyanında "Bu hitab zâhiren Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'a müteveccih ise de, zımnen hayata ve zevilhayata râcidir." fıkrası, ta'dile muhtaçtır. Çünkü: Küllî hakikat-ı Muhammediye (A.S.M.) hem hayatın hayatı, hem kâinatın hayatı, hem ism-i âzamın tecelli-i âzamının mazharı ve bütün ziruhların nuru ve kâinatın çekirdek-i aslîsi ve gaye-i hilkati ve meyve-i ekmeli olmasından, o hitab, doğrudan doğruya ona bakar. Sonra hayata ve şuura ve ubudiyete onun hesabına nazar eder. R.N.)
LEVLEB
Makara deliğine soktukları ip.
LEVM
Çekiştirmek. Birisinin yüzüne karşı kötü söz söylemek. Zemmetmek. Paylamak. Başa kakmak.
LEVMA
(C.: Levâyim) Azarlama.
LEVME
Kınanmaya ve çekiştirilmeğe sebep olacak şey.
LEVN
Renk, boya. Sıfat, nev', çeşit, tür. Bir şeyi diğerinden ayıran alâmet.
LEVS
Pislik, murdarlık. Kir. * Zor. Kuvvet. * Tam olmayan, zayıf beyyine. * Bir şeyi ağızda öte beri gevelemek. * Deprenmek. * Bulaştırmak ve karıştırmak. Bulaşıklık. * Cerâhet, yara.
LEVS
Kapı aralığından veya örtü ve perde kenarından bir nesneyi görmek.
LEVS-İ FÂNİ
Gelip geçici murdarlık, pislik. Dünyanın fâni, faydasız eğlenceleri.
LEVSİYYÂT
Kirli ve pis şeyler.
LEVS-ÜL KATL
Birisini katletmekle müttehem olan şahısta, katlin nişânesi veyahut maktul ile aralarında zâhir bir düşmanlık bulunması gibi alâmet ve karineler.
LEVŞEB
Kurt, zi'b.
LEVT
Yapışmak. * Varmak, ulaşmak.
LEVT
Gizlemek, saklamak. * Sorduklarını değil de başkasını haber vermek.
LEVV (LÜVV)
Mürr dedikleri acı Yemen zamkı.
LEVVAH
Yakıcı ve bozucu.
LEVVAM
(Levvâme) Levm ve itâbedici. Zemmeden, çekiştiren, dedikodu yapan. Serzenişte bulunan. Başa kakan, paylayan.