Padişahların atla bir yere gidişleri sırasında özengiyi tutmak suretiyle ata binip inmelerine yardım eden kişi.
RİKÂBÎ
Binici, binen.
RİKASE
Davar bağlanan yer.
RİKAZ
Yer altında bulunan madenler. * Câhiliyet zamanından kalmış gömülü mal.
RİKBE
(C.: Rikeb-Rekebât) Diz. (Diz, insanın ayaklarında olur; dört ayaklının ön ayaklarında olur.)
RİKK
(C.: Rikâk-Rekâik) Yağmur çisintisi.
RİKK
Kulluk, ubudiyet. * Ist: Esir olmuş, hürriyetini kaybetmiş olan ehl-i harb. * Yufka, yumuşak nesne.
RİKKAT
Acıma, incelik, yufka yüreklilik. Yumuşaklık.
RİKKAT-ÂMİZ
Acıma veren, kalbe hüzün verecek olan, acındıran.
RİKKAT-ÂVER
f. Acıma ve merhamet uyandıran.
RİKKAT-ENGİZ
f. Acıklı.
RİKKAT-İ CİNSİYE
Cinsi şefkat. İnsanın kendi cinsinden olana acıması.
RİKKAT-İ KALB
Kalb rikkati, kalb yufkalığı.
RİKKAT-YÂB
f. Acıyan, merhamet eden.
RİKS
Adam topluluğu. * Pis, necis.
RİKZ
Gizli söz.
RİM
(C.: Arâyim) Beyaz geyik.
RİM
f. İrin.
RİMA
Atmak. * Atışmak. * Bırakmak.
RİMAH
(Rumh. C.) Mızraklar, kargılar, süngüler.
RİMAHA (REMUH)
Tepici davar, tepen davar.
RİMAHAT
Mızrakçılık sanatı.
RİMAK
Nifak, ayrılık. * Darlık.
RİMAL
(Reml. C.) Kumlar.
Rİ'MAM
Sevmek.
RİMAN
Eğilip meyletmek.
RİMAYET
Ok, gülle, kurşun gibi şeyleri atmada mâhir olma. Atıcılık.
RİMDİDA'
Gül.
RİME
f. Çapak.
RİME-İ ÇEŞM
Göz çapağı.
RİMM
(Rimme) Çürümüş kemik. Kemik çürümesi. * Yer. * Çok mal.
RİMME
(C.: Rimem-Rimâm) Çürümüş kemik.
RİMNAK
f. Murdar, pis. * İrinli.
RİMS
Devenin yediği otlardan ekşi cins bir ot. * Islah etmek, düzeltmek.
RİND
f. Kalender. Aldırışsız, dünya işlerini hoş gören. * Laübali meşreb feylesof. * Bâtını irfan ile müzeyyen olduğu halde zâhiri sâde görünen hakîm. Dış görünüşü laübali olduğu halde, aslında kâmil olan kimse.
RİNDÂN
f. Kalenderlik. * Rindler.
RİNDÎ
f. Kalenderlik, rindlik, aldırışsızlık.
RİR
Fâsid, bozuk, yaramaz.
RİS
f. Öfke, gazab, gayz.
RİSAİL
(Bak: Resail)
RİSALE
Mektub. * Bir ilme dair yazılmış küçük kitap. * Haber göndermek. * Elçinin götürdüğü mektub, name. * Fık: Bir kimsenin sözünü veya emrini başka birisine tebliğ etmek.
RİSALE-İ NUR
f. Nurun Risalesi. Kur'an'dan alınan âyetlerin tefsiri ile tahkikî iman dersi veren kitap. Büyük mücahid Bediüzzaman Hazretlerinin eserleri.(Risale-i Nur'un vazifesi:... Hayat-ı ebediyeyi mahveden ve hayat-ı dünyeviyeyi de dehşetli bir zehire çeviren küfr-ü mutlaka karşı, imanî olan hakikatlarla, gayet kat'i ve en mütemerrid zındık feylesofları dahi imana getiren kuvvetli bürhanlarla Kur'ana hizmet etmektir. Ş.)
RİSALET
Birisini bir vazife ile bir yere göndermek. * Peygamberlik. Büyük kitapla gelen peygamberlik. * Elçilik.
RİSALET-PENAH
Risaletin kendine istinad ettiği Hazret-i Muhammed (A.S.M.). (Risalet-meab da denir)
RİSALET-ÜN NUR
Risale-i Nur tabirinin Arapçası. (Bak: Risale-i Nur)