R Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • RAFIZ

    Terk eden. Salıveren. Bırakan.
  • RAFIZA

    Şii fırkalarından bir tâife. Hak mezhepten ayrılmış, namazsız, itikadı bozuk kimse. * Asker kaçağı güruhu. * Düstur, akide ve nizam kabul edilen esaslardan ayrılanlar.
  • RAFIZÎ

    (Râfiziyye) Rafıza fırkasından olan. Hazret-i Ebu Bekir'in ve Hazret-i Ömer'in (R.A.) halifeliklerini kabul etmeyenlerden olan.
  • RAFIZİYYUN

    (Rafızî. C.) Rafızîler.
  • RAFİ'

    Yükseltici. Hâmil. Sâhib. Kaldırıcı, kaldıran. * Esma-i İlâhiyedendir.
  • RAFİA

    Yükselten. * Kaldırmak için destek.
  • RAFİDAN

    Dicle ve Fırat ırmakları.
  • RAFİDE

    Binanın direği.
  • RAFİH

    Rahat içinde ve refahla yaşıyan.
  • RAFİT

    Nikâh. Cima. Fuhşiyyat.
  • RAFİ-ÜD DERECAT

    Dereceleri yükselten. Allah. (C.C.)
  • RAFZ

    Bırakma. * Rafızîlik.
  • RAG

    f. Çimenlik, çayırlık, bahçelik, bağlık. * Dağ eteği.
  • RAGABAT

    Rağbetler, istekler, istekle karşılamalar.
  • RAGAD

    Refah, genişlik, kolaylık. * Geçim kolaylığı.
  • RAGAME

    (C.: Rugâm) Toprak.
  • RAGBA'

    Rağbet etmek.
  • RAGD

    Maişet genişliği, geçim bolluğu.
  • RAGIB

    (Râgıbe) (Ragbet. den) İsteyen, rağbet eden.
  • RAGIM

    Galebe eden, galip olan.
  • RAGIYE

    Dişi deve.
  • RAGİB

    İçi geniş olan nesne.
  • RAGİBE

    Rağbet olunan veya rağbetle istenilen şey. * İhsan, hediye.
  • RAGİD

    Süt bulamacı.
  • RAGİF

    Pide. Yufka.
  • RAGİFE

    Sütlü bulamaç.
  • RAGMİYYAT

    Aksine, rağmına, inadına, zıddına yapılan işler.
  • RAGN

    Meyletmek, yönelmek, eğilmek.
  • RAGS

    Nimet. Lütf-u İlâhî. Bereket. Hayır. * Çoğalmak ve uzamak.
  • RAGSA'

    İçinden sütün aktığı meme içindeki damar.
  • RAĞBET

    (Ragbet) İstek, arzu. İyi sayılmak. Bir şeyi çok iştiyakla istemek. İhlasla dua etmek, teveccüh etmek.
  • RAĞBETEN

    Rağbet ederek, istekle.
  • RAĞBET-İ UMUMİYE

    Umum tarafından rağbet edilip beğenilme. Herkes tarafından istenme.
  • RAĞM

    (Ragm) Bir şeyden hoşlanmayıp kerih görmek. Bir işi birisine zor ile tutturmak. Züll ve hakaret. Kahretmek.
  • RAĞMEN

    Aksine olarak, inadına, zıddına olarak, zoraki.
  • RAĞMEN ALÂ-ENFİHİ

    Tahkir maksadıyla, birinin kibrini, burnunu kırmak için.
  • RAĞMEN Lİ-ENFİHİ

    (ve alâ rağmihi) Zoraki ve mahsus tahkir ve tezlil için olan hareket.
  • RAH

    (Reh) f. Yol. Tarz. Usûl. Meslek.
  • RAH

    f. Zan, sanma. Kaygı, keder.
  • RAH

    (C.: Rayâh) Şarap, içki, hamr. * El ayası mânâsına olan "Râha'nın C." * Gitmek.
  • RAHA

    Değirmen.
  • RAHABE

    Genişlik, vüs'at.
  • RAHAH

    Davanın tırnağının geniş ve büyük olması.
  • RAHAL

    (C.: Rihâl) Semer. Palan.
  • RAHAMET

    Rahim hastalığı.
  • RAHASA

    Yumuşaklık.
  • RAHAT

    Üzüntüsüz, tasasız, kedersiz bir halde olmak. İstediği her şeyi bulup telâşsız olmak. Müsterih. * Dinlenmek. * El ayası.
  • RAHAT-EFZA

    f. Rahat arttıran.
  • RAHAT-I DİL

    Gönül rahatı.
  • RAHAT-NİŞİN

    f. Rahat eden, rahat oturan.