Yazı ile işaret, sayıları gösteren işaret. * Yazı yazmak.
RAKAM
Bütün satıcı, bütün satan.
RAKAMÎ
Rakam ve sayıya ait. Rakamla alâkalı.
RAKAMKEŞ
f. Rakam atan. Yazan çizen.
RAKAMZEDE
f. Yazılan, söylenen. Yazılmış.
RAKAMZEN
f. Yazıcı, yazan. Kayıt ve işâret eden.
RAKAN
(Rakun) Za'feran çiçeği. * Kına.
RAKB
Muntezir olmak, beklemek.
RAKD
Uyumak üzere bulunma. Uykuya dalar gibi olma.
RAKDE
Uyku. Berzah.
RAKIB
Gözeten, bekleyen.
RAKIDE
Mertek adı verilen uzun ince ağaç.
RAKIM
Belâ, musibet. Zahmet. Dâhiye.
RAKIM
Bir yerin deniz seviyesinden yükseklik derecesi. Kod. * Rakam yazan. Çizen. Tahrir eden, yazan.
RAKİ'
Rüku' eden. Huzur-u İlâhîde eğilen.
RAKİ'
Ahmak kimse. * Gökyüzü.
RAKİAN
Rüku' ederek, huzur-u İlâhîde eğilerek. Rüku' etmek suretiyle.
RAKİANE
f. Rüku' eder gibi. Eğilerek.
RAKİB
Binen. Binici. * Herhangi bir nakil vasıtasına binmiş olan.
RAKİB
(Rekabet. den) Daima görüp kontrol eden, gözeten. * Bekçi. * Herhangi bir işte birbirinden üstün olmaya çalışanlardan her biri. Rekabet edenlerin beheri. * Esma-i Hüsna'dandır.
RAKİBAN
(Rakib. C.) f. Rakibler. Birbirleriyle yarışanlar. * Bekçiler.
RAKİBEN
Binmiş olarak, binerek.
RAKİD(E)
Hareketsiz, durgun.
RAKİK Ü NİZÂR
İnce ve zayıf.
RAKİK(A)
(Rikkat. den) Yufka yürekli, ince merhamet ve şefkat sahibi olan. * Köle, câriye.
RAKİK-ÜL KALB
Yufka kalbli, çok merhametli, ince duygulu.
RAKİM
Yazılmış nesne. Yazı yazılacak levha. * Ashab-ı Kehf'in mağarasının bulunduğu dağ; veya bazılarınca mağaranın bulunduğu dere; veya Ashab-ı Kehf'in başka bir ismi. * Ashab-ı Kehf'in isim ve kıssalarının yazılı bulunduğu kitabe.
RAKİME
Yazılmış kâğıt. Mektub.
RAKİS
Yol gösteren, kılavuz. * Harman yerinde harmanı döğerken öküzün dönmesi.
RAKK
Kitap, sahife. * Kâğıt yerine kullanılan ince deri parçası. * Tomar. * Yama.
RAKKA
Dere yanında olup sel geldiğinde üzerine yayılan arazi. * Bir yerin adı.