R Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • RAİYYET

    Bir hükümdar idaresinde olanlar, birinin idaresine bağlı olanlar. Devletin idâresindeki umum insanlar. * Sürü. Otlatılan hayvan sürüsü.
  • RAİYYET-PERVER

    f. Halka iyi bakan, iyi idare eden. İnsanların ihtiyacını te'min eden, onların iyiliğini seven ve onlar için iyilik isteyen.
  • RAİZ

    (Râyiz) Öfkeli, kızgın.
  • RAK

    Erkek yengeç.
  • RAK'

    Eğilmek.
  • RAK'

    Kaftana yama vurmak. Elbiseyi yamamak.
  • RAKAAT

    Hamâkat, ahmaklık.
  • RAKABAT

    (Rakabe. C.) Boyunlar. Ense kökleri. * Köleler, câriyeler. Kullar.
  • RAKABE

    Ense kökü, boyun. * Kul, köle, câriye.
  • RAKADAN

    Oynayıp sıçrama.
  • RAKAHA

    Ticaret. * Kesb, kazanma.
  • RAKAK

    Üstü yumuşak, altı sert olan düz yer.
  • RAKAM

    Yazı ile işaret, sayıları gösteren işaret. * Yazı yazmak.
  • RAKAM

    Bütün satıcı, bütün satan.
  • RAKAMÎ

    Rakam ve sayıya ait. Rakamla alâkalı.
  • RAKAMKEŞ

    f. Rakam atan. Yazan çizen.
  • RAKAMZEDE

    f. Yazılan, söylenen. Yazılmış.
  • RAKAMZEN

    f. Yazıcı, yazan. Kayıt ve işâret eden.
  • RAKAN

    (Rakun) Za'feran çiçeği. * Kına.
  • RAKB

    Muntezir olmak, beklemek.
  • RAKD

    Uyumak üzere bulunma. Uykuya dalar gibi olma.
  • RAKDE

    Uyku. Berzah.
  • RAKIB

    Gözeten, bekleyen.
  • RAKIDE

    Mertek adı verilen uzun ince ağaç.
  • RAKIM

    Belâ, musibet. Zahmet. Dâhiye.
  • RAKIM

    Bir yerin deniz seviyesinden yükseklik derecesi. Kod. * Rakam yazan. Çizen. Tahrir eden, yazan.
  • RAKİ'

    Rüku' eden. Huzur-u İlâhîde eğilen.
  • RAKİ'

    Ahmak kimse. * Gökyüzü.
  • RAKİAN

    Rüku' ederek, huzur-u İlâhîde eğilerek. Rüku' etmek suretiyle.
  • RAKİANE

    f. Rüku' eder gibi. Eğilerek.
  • RAKİB

    Binen. Binici. * Herhangi bir nakil vasıtasına binmiş olan.
  • RAKİB

    (Rekabet. den) Daima görüp kontrol eden, gözeten. * Bekçi. * Herhangi bir işte birbirinden üstün olmaya çalışanlardan her biri. Rekabet edenlerin beheri. * Esma-i Hüsna'dandır.
  • RAKİBAN

    (Rakib. C.) f. Rakibler. Birbirleriyle yarışanlar. * Bekçiler.
  • RAKİBEN

    Binmiş olarak, binerek.
  • RAKİD(E)

    Hareketsiz, durgun.
  • RAKİK Ü NİZÂR

    İnce ve zayıf.
  • RAKİK(A)

    (Rikkat. den) Yufka yürekli, ince merhamet ve şefkat sahibi olan. * Köle, câriye.
  • RAKİK-ÜL KALB

    Yufka kalbli, çok merhametli, ince duygulu.
  • RAKİM

    Yazılmış nesne. Yazı yazılacak levha. * Ashab-ı Kehf'in mağarasının bulunduğu dağ; veya bazılarınca mağaranın bulunduğu dere; veya Ashab-ı Kehf'in başka bir ismi. * Ashab-ı Kehf'in isim ve kıssalarının yazılı bulunduğu kitabe.
  • RAKİME

    Yazılmış kâğıt. Mektub.
  • RAKİS

    Yol gösteren, kılavuz. * Harman yerinde harmanı döğerken öküzün dönmesi.
  • RAKK

    Kitap, sahife. * Kâğıt yerine kullanılan ince deri parçası. * Tomar. * Yama.
  • RAKKA

    Dere yanında olup sel geldiğinde üzerine yayılan arazi. * Bir yerin adı.
  • RAKKAS

    Oynayan, dans eden, köçek.
  • RAKKASÂNE

    f. Oynar şekilde. Raksederek.
  • RAKKASE

    Oynayıp dans eden kadın.
  • RAKLE

    (C.: Rikal) At sürüsü. * Uzun hurma ağacı.
  • RAKM

    Yazmak. * Mühür yapmak.
  • RAKME

    Derenin kenarı. * Bahçe.
  • RAKMİYYAT

    Medine yakınında bir yere nisbet edilen oklar.