Cömertlik, el açıklığı, muhtaç olanlara çok ihsan etmek.(İhsan ihsandır. Eğer nev'e olsa; veya muhtaca ve fakire olsa, sahavet o vakit tam sahavettir. Eğer, millet için olsa, yahut milleti tazammun eden bir ferde olsa güzeldir. Şayet muhtaç olmayan şahsa olsa, şahsı tenbel eder, çingeneliğe alıştırır. Elhâsıl, millet bâkidir, fert fâni. Münazarât)
SAHAVETKÂR
f. Eli açık, cömert olan. Herkese ihsan eden.
SAHB
(Sâhib. C.) Yakın dostlar. Sâhipler.
SAHB
(Sahab) Figan, seslerin birbirine karışması, gürültü, patırtı.
SAHB(ET)
Şarabın kırmızı olması. * Saç kılının kırmızıya yakın olması.
SAHC
Bağırsağın yaş olup cerahat vermesi. * Kaşımak. * Tırmalamak.
SAHE
İnce ve zayıf deve.
SAHF
Süngü demirinin keskin olması. * Soymak. * Yüzmek.
SAHFE
(C.: Sıhâf) Küçük çanak.
SAHFE
Arka derisine yapışan yağ.
SAHFE
Zayıf akıllılık ve az fikirlilik.
SAHH
şiddetinden kulaklar tutulan çığlık. * Sağlam bir şeyle vurmak. * Cemetmek, toplamak.
SAHH
(Sıhhat. den) Eskiden resmi yazılara konulan ve "doğrudur, yanlışsızdır" mânasına gelen bir işâretti.