(Sahâfet. den) Zayıf akıllı. Az fikirli kimse. * Gevşek dokunmuş. Boş.
SAHİFE
Sayfa, kitap sayfası. *Mc: Bir mâna ifade eden her hangi bir şeyin hâli.
SAHİFE-İ HÂLİYE
Boş sahife.
SAHİH
Fık: Rükünleri ve şartları tamam olan herhangi bir ibâdet ve muâmele. * Hâlis, kusursuz, şüphesiz. * Edb: Gerek söz bakımından ve gerek mânâca noksanları bulunmayan ifade. * Gr: Kelimenin kök harfleri (Huruf-u asliye) : 1- Hemzeden; 2- İki aynı harf yanyana geldiği zaman, yalnız biri yazılıp üzeri şeddelenmekten; 3- Harf-i illet "vay-ye" ve bunlardan dönen "elif"den sâlim bulunursa kelime sahih olur.
SAHİHAN
Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim'in birlikte adı.
SAHİHAN
Doğru olarak, cidden, hakikaten, gerçekten.
SAHİH-İ MÜSLİM
(Bak: Kütüb-ü sitte-i hadisiyye)
SAHİK
Ezip döğen.
SAHİK
Uzak. * Müretteb olan söz. * Hemen anlaşılmaz derece. * Çok karışık ve anlaşılmaz söz.
SAHİL
At kişnemesi.
SAHİL
Kişneyen. Kişneyici.
SAHİL
Deniz, göl veya akarsu kenarı. Kıyı, yalı.
SAHİLHANE
f. Yalı evi.
SAHİLNİŞİN
f. Sâhilde oturan.
SAHİLRESİDE
f. Sâhile varmış, kıyıya ulaşmış.
SAHİLSARAY
Deniz kenarındaki kâşâne, büyük yalı.
SAHİME
Zayıf dişi deve.
SAHİMET
Kin, çekememezlik. * Hased.
SAHİN(E)
(Sihan. dan) Sık. * Kalın, sıkı. * Katı, pek.
SAHİN(E)
(Suhunet. den) Sıcak, kızgın, ısınmış.
SAHİR
Büyücü, büyü yapan, sihir yapan.
SAHİR
Maskaralık eden, maskara eden.
SAHİR
(Seher. den) Uykusuz kalan. Uyuyamayan.
SAHİRÂNE
f. Büyülercesine olan. Büyüleyici gibi.
SAHİRE
İçine kızmış taş koyup kaynatılan ve üstüne yağ döküp içilen süt.
SAHİRE
Büyücü kadın.
SAHİRE
Yer yüzü, arz. * Kıyamet günü, Cenab-ı Hakk'ın haşir meydanı için tecrid edeceği Arz-ı Beyza. * Aslâ insan ve hayvan ayak basmadık yer yüzü. Çöl. * Cehennem.
Ses kısıklığı. Ses bozukluğu. * Boğazını boğup şiddetle çağırmak.
SAHLE
(C.: Sühul-sihâl) Koyun kuzusuna ve keçi oğlağına derler. (Doğduğu vakitten dört aylık olana kadar.)
SAHMEM (SAHMİM)
Hâlis (hayırda ve şerde kullanılır.) *Yaramaz huylu deve.
SAHN
Evin ortasındaki açıklık, avlu, oyuk. * Boşluk. Boş yer. Orta, meydan, aralık. * Sahne. * Cami ve medreselerdeki umumun toplanmasına âit üstü kubbeli ve örtülü yer. * Büyük kâse. Sahan. * Zil.
SAHN
Sıcaklık, harâret.
SAHN
Kırma. Kesr.
SAHNAN
Çifte zil.
SAHNE
Cerahat, yara.
SAHNE
Manzara. * Tiyatro oynandığı yer. Oyun yeri.
SAHN-İ DURENG
Dünya.
SAHN-İ GÜLŞEN
Gül bahçesinin ortası.
SAHN-İ LÂLE-ZÂR
Lâle bahçesinin ortası.
SAHR
Örtmek.
SAHR
Masharaya almak.
SAHR
(Sahar - Saharat - Suhur) Kaya. Büyük taş. * Maden kütlesi. * Hazret-i Süleyman (A.S)'in mühürünü çalan ifrit.