T Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • TAHMİD

    (Hamd. den) Hamdetmek. * Medhetmek, övmek. * Elhamdülillâh" kelâmının mânasını ifade etmek.
  • TAHMİDÂT

    Hamdler ve şükürler. (Bak: Hamd)
  • TAHMİDİYE

    Hamdetmeğe dair. Hamdetmek hakkında. * Çok mühim bir duânın ismidir.
  • TAHMİK

    (Humk. dan) Ahmak demek, ahmak olduğunu söylemek.
  • TAHMİL

    Yüklemek. Taşıtmak. Bir kimse üzerine bir işi bırakmak.
  • TAHMİLÂT

    (Tahmil. C.) Yükletmeler, yükletilmeler, yüklemeler.
  • TAHMİL-İ MİNNET

    Birini minnet altında bırakma.
  • TAHMİL-İ ZAHMET

    Zor bir işi birine yükletme.
  • TAHMİM

    Zina eden kimseyi ziftleyip, dövüp, yüzüne kara vurup, ters olarak eşeğe bindirip gezdirmek.
  • TAHMİN

    (Hamn. dan) Aşağı yukarı bir fikir söylemek. İhtimallere dayanan düşünce. Zayıf delil ile hüküm ve kıyas etmek.
  • TAHMİNEN

    Takriben, aşağı yukarı.
  • TAHMİNÎ

    Tahmin yoluyla. Tahminle alâkalı.
  • TAHMİR

    Kızartmak. * Birine "eşek" demek.
  • TAHMİR

    (Hamr. dan) Mayalandırma. * Yoğurma, yoğurtma.
  • TAHMİRE

    Bulut.
  • TAHMİS

    Ateşte kızdırıp kavurmak. * Kahve kavrulan ve satılan yer.
  • TAHMİS

    (Hums. dan) Bir şeyi beş kat veya beş köşe haline getirmek. * Edb: Bir şiirin her beytine üçer mısra ilâve ederek beşe çıkarmak.
  • TAHMİS-HÂNE

    f. Kahvenin kavrulup öğütülüp satıldığı yer.
  • TAHMİŞ

    Tırmalamak. * Hiddetlendirmek.
  • TAHMİZ

    Azaltmak.
  • TAHN

    (C.: Tahniyât) Öğütme, öğütülme.
  • TAHNİB

    Atın belinde ve ayaklarında eğrilik olmak.
  • TAHNİK

    (Oğlan) damağını ovmak. * Fikrini düzeltmek.
  • TAHNİK

    (Hunk. dan) Boğmak.
  • TAHNİT

    Mumyalamak. Ölüyü bozulmadan muhafaza etmek için ilâçlamak.
  • TAHNİYE

    Kınaya boyamak.
  • TAHR

    Uzaklaştırmak. Irak etmek. * Atmak. * Göz çapağını dışarı atmak. * Seri, hızlı. * Oku uzak giden yay.
  • TAHREBE

    Ağaç kurdunun ağacı oyup delmesi.
  • TAHRİB

    (C.: Tahribât) Harab etme, edilme. Yıkma. Bozma.
  • TAHRİBÂT

    (Tahrib. C.) Tahribler, yıkıp bozmalar, harab etmeler.
  • TAHRİBKÂR

    Tahrib eden, yıkan.
  • TAHRİC

    Darlık ve zahmet vermek, tazyik.
  • TAHRİC

    (Huruc. dan) Çıkartma. Meydana koyma. * Şehadetname vermek. * Fık: Müçtehidlerin istinad ettikleri naslara, kaidelere, asıllara tatbikan şer'î hükümleri istihrac etmek. Bu tarz ile hüküm çıkarabilmek salâhiyetinde olanlara: Muharric, sahib-i tahric, ashâb-ı tahric denir.
  • TAHRİF

    (Harf. den) Harflerin yerini değiştirmek. Bozmak. Kalem karıştırmak. * Kendi menfaati veya başkasının zararı için bir ibârenin mânasını değiştirmek. * Başka tarafa meylettirmek.
  • TAHRİF

    Genç bir adama bunaklık isnad etme.
  • TAHRİFÂT

    (Tahrif. C.) Bozmalar. Kalem karıştırmalar.
  • TAHRİK

    Yakma. Yakılma. * Susatma. Susatılma.
  • TAHRİK

    Yarma, yarılma. * Yırtma, yırtılma.
  • TAHRİK

    Kımıldatma. Kımıldatılma. Yerinden oynatma. Hareket ettirme. * Gr: Cezimli bir harfi harekeli okuma. * Yola çıkarma. * Azdırma, kışkırtma. * Uyandırma.
  • TAHRİK-AMİZ

    f. Kışkırtıcı. Tahrik edici.
  • TAHRİKAT

    Ayaklandırmalar, kışkırtmalar. Hareket ettirmeler.
  • TAHRİM

    Haram kılma. Haram kılınma. Dince yasak edilme. * Kudsî sayarak yaklaşmayı yasak etme.
  • TAHRİM

    Yarmak. Pâre pâre kesmek, parçalamak.
  • TAHRİM SURESİ

    Kur'an-ı Kerim'in 66. Suresidir. "Lime tüharrimu" da denir. Medine'de nâzil olmuştur.
  • TAHRİM TEKBİRİ

    İftitah tekbiri de denir. (Bak: İftitah tekbiri)
  • TAHRİME

    Namaza başlanırken söylenen tekbir. * Hacıların ihrama bürünmeleri.
  • TAHRİMEN

    Haram olarak. Harama yakın olarak.
  • TAHRİMEN MEKRUH

    (Vâcibin zıddı) Harama yakın iş olup, zannî delil ile olan nehiydir.
  • TAHRİMÎ

    (Tahrimiyye) Haramla ilgili, harama ait.
  • TAHRİR

    Yazmak. Yazılmak. Kaydetmek. * Hürriyete kavuşturmak.