Hâsıl etmek. * İlim edinmek. İlim öğrenmek veya öğretmek için çalışmak. * Vergi toplamak. * Aşikâre eylemek.
TAHSİLÂT
Devlet gelirlerinin toplanması.
TAHSİLDÂR
f. Devlet gelirlerini vazifeli olarak toplayan, tahsil eden memur.
TAHSİM
Kestirmek. * Dağılmak.
TAHSİN
Beğenmek ve alkışlamak. * Tezyin eylemek, güzelleştirmek. * İyi ve güzel bulmak.
TAHSİN
(Hısn. dan) Kale gibi sağlamlaştırma. * Muhafaza altına alma.
TAHSİNAT
Alkışlamalar. Güzelleştirmeler. Beğenmeler.(Bilbedahe şöyle tahsinat ve tezyinat, onların Sâniinde gayet şiddetli bir irâde-i tahsin ve kasd-ı tezyin var olduğunu gösterir. Ve irade-i tahsin ve tezyin ise bizzarure o Sâni'de san'atına karşı kuvvetli bir rağbet ve kudsi bir muhabbet olduğunu gösterir. Ve masnuât içinde en câmi' ve letaif-i san'atı birden kendinde gösteren ve bilen ve bildiren ve kendini sevdiren ve başka masnuattaki güzellikleri mâşâallâh deyip istihsan eden bilbedahe o san'atperver ve san'atını çok seven Sâni'in nazarında en ziyade mahbub, O olacaktır. S.)
TAHSİNHÂN
f. Aferin diyen. Beğenip alkışlayan.
TAHSİN-İ KELÂM
Bir sözü beğendiğini ifade etmek. Sözü güzelleştirmek.