Halka biçiminde taç. * Kaınların boyunlarına yaptıkları bağ.
TIKTIKA
(Bak: Taktaka)
TILA
(C.: Talyân) Küçük kuzu ve oğlak. * Mahpus kimse. * Diş sarılığı.
TILA'
Üzerinde güneş doğan yer.
TILA'
Sürülecek şey. Sürülecek merhem, yağ veya ilâç. * Madeni parlatmakta kullanılan sıvı yaldız. * Cilâ verecek boya. * Diş sarılığı. * Üzüm suyundan kaynatmak sebebiyle üçte birinden azı giden şarap.
TILAB
Talep etmek, istemek.
TILBE
Talep olunmuş, istenmiş, matlub.
TILH (TALİH)
(C.: Tılâh-Talâyıh) Zayıf. * Yorulmuş. * Geç gelmek.
TILHAM
Fil.
TILK
Helâl nesne. * Bükülmüş ip.
TILMESA
Yol bulunmaz otsuz ve susuz korkunç yer. * Çok karanlık gece.
TILS
(C.: Atlâs) Sahife. * Mahvolmuş nesne. * Tüyü dökülmüş olan deve uyluğunun derisi. * Elbisenin eskimesi.
TILSIM
Herkesin bilip çözemediği gizli şey. * Gizli sır. Fevkalâde kuvvet ve te'siri hâiz olan şey. * Definenin bulunmasına mâni olan mevhum şey.
TILSIM-I KÂİNAT
Kâinatın tılsımı, kâinattaki anlaşılması zor olup herkesin yalnız kendi akliyle bilemeyeceği gizli ve ince hakikatlar.
TILSIM-I MUĞLAK
Anlaşılması zor, kapalı gizli şey. * Açılması müşkül olan tılsım, kapalı ve gizli haber.
TILSIM-I MÜŞKİLKÜŞÂ
Açılması ve anlaşılması zor olan İlâhî gizli mânaları, hakikatları açan tılsım.
TILV
Kurt, zi'b.
TIM
Deniz. * Deve kuşunun erkeği. * Çok mal.
TIMAH
(Tumah - Matmuh) Bir şeye göz dikerek bakmak. Haris olmak. Hırsla onu istemek.
TIMIRR
Ürkek at. * Sıçramaya ve seğirtmeye hazırlanmış at. * Seri, çabuk.
TIML
Hırsız.
TIMLE
Zayıf kadın.
TIMR
(C.: Etmâr) Eski kaftan. * şakrak kuşu.
TIMRES
(Tımrus) Yalancı, kezzab. * Leim, alçak kimse.
TIMTIM
Kalın etli, cüsseli adam. * Dilinde pelteklik olan, kekeme.
TINAB
(C.: Tunub) Kazığa bağlanan çadır ipi.
TINBAR
(Tunbur) Tanbur adı verilen çalgı âleti.
TINİN
(Bak: Tanin)
TINNET
Çınlama.
TIP
(Bak: Tıbb)
TIRAD
Kısa mızrak.
TIRAF
Gönden veya sahtiyandan yapılan ev. * Cild.
TIRAK
Gitmek.
TIRAZ
f. " Süsleyen, donatan" anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Şükufe-tıraz $ : Çiçek süsleyen.
TIRAZ
Elbiselere nakışla yapılan süs. * Sırma ve ipekle işleme. * Zinet, süs. * Üslup, tarz, tutulan yol. * Döviz.