T Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • TIRK

    Kuvvet. * Besililik, semizlik.
  • TIRM

    Yağ.
  • TIRMESA

    Karanlık, zulmet.
  • TIRRAK

    Tiryak, ilâç. * Afyon.
  • TIRRİH

    Tuzlu balık, sardalya.
  • TIRS

    (C.: Etrâs) Kâğıt, sahife.
  • TISYAR

    Arslan. * Sivri sinek.
  • TIŞE

    Ufak çocuk.
  • TIVAL

    Uzun olanlar.
  • TIVAL-I MUFASSAL

    Kur'an-ı Kerim'de 49'uncudan 85'inciye kadar olan sureler.
  • TIYBE

    Helâl. * Güzel, temiz.
  • TIYERE

    şom ve yaramaz görmek.
  • TIYN

    Çamur. Balçık.
  • TIYNET

    Huy. Yaradılış.
  • TIYRE

    Darılma, gücenme. * Darılan, gücenen.
  • TIYSAR

    Sivrisinek. * Arslan.
  • TIYYE

    Niyet, kast.
  • TÎ'

    Kırk baş koyun.
  • TÎB

    (C.: Etyâb) Güzel koku. Güzel kokusu için sürülen şey.
  • TİBA'

    Birbiri ardınca olmak. Peşpeşe bulunmak.
  • TİBN (TEBN)

    Kuru ekin sapı. Saman. * Yirmi kişiyi doyuran büyük kap.
  • TİBNÎ

    Saman renkli.
  • TİBR

    Altın parçası. Altın ve gümüş tozu.
  • TİBRAK

    Bıçak.
  • TİBYAN

    Açık ifade ile beyan etme. Açıklama. * Meşhur bir Kur'ân tefsirinin adı.
  • TÎC

    (Tâc. C.) Taçlar.
  • TÎCAN

    (Tâc. C.) Taçlar.
  • TİCANÎ

    Kuzey Afrikada, hicri 1200 tarihlerinde Ahmed Ticanî adında bir şahıs tarafından kurulan bir tarikattır.
  • TİCARET

    Alım-Satım.
  • TİCARETGÂH

    f. Ticaret yapılan yer, ticaret yeri.
  • TİCARETHÂNE

    f. Ticaret yeri. Ticaret edilen yer.
  • TİCARÎ

    (Ticariyye) Ticaretle ilgili, ticarete ait.
  • TİCFAF

    (C.: Tecâfif) Zırh.
  • TİCVAL

    Memleket seyredip dolaşmak, gezmek.
  • TİFFAN

    Her nesnenin vakti.
  • TÎG

    f. Kılıç, seyf.
  • TÎGBEND

    f. Kılıç kuşanan, kılıç bağlayan.
  • TÎGDÂR

    f. Kılıç taşıyan, kılıçlı.
  • TÎG-İ BÜRRAN

    Keskin kılıç.
  • TÎG-İ GUŞTİN

    Etten kılıç. * Mc: Dil.
  • TÎGZEBAN

    f. Dili kılıç gibi olan. Tesirli söz söyleyen.
  • TÎGZEN

    f. Güzel kılıç kullanan.
  • TİH

    Gülen kimsenin gülerken çıkardığı ses.
  • TÎH

    (C.: Etyâh) Çöl. Susuz sahra. Sina yarımadasındaki çöl. (Musâ (A.S.) Mısır'dan çıktıktan sonra, kavmiyle beraber kırk sene bu çölde dolaşmıştır.)
  • TİL'

    Etrafına çok iltifat eden kişi. Etrafdakilerle şakalaşan kimse.
  • TİL'ABE

    Oynaşmak.
  • TİLAD

    Köle, hayvan, mülk, mal gibi şeyler. * Kendi yanında eskiden beri mevcud olan ve yeni olmuş olan şey.
  • TİLAL

    (Tell. C.) Kümeler, yığınlar. Tepeler.
  • TİLAMİZ(E)

    (Bak: Telâmiz)
  • TİLAVET

    Okumak. Takib etmek, arkasına düşmek.