f. Muharebede kullanılan başı sivri ve keskin balta, keser.
TİŞRAB
Şarap içmek.
TİYAKA
Cimaa pek ziyade düşkün olmak. * Şehvetin galip olması.
TİYATRO
yun. Dram, komedi ve sair piyeslerin temsil edildiği yer. * Sahneye konulan oyun ve bu gibi temsilleri oynama san'atı.(İşte dans ve tiyatro gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid'aları birer câzibedarlık ile pervane gibi nefisperestleri etrafında toplar, sersem eder. Ş.) (Bak: Roman)
TİYESE
(Teys. C.) Erkek keçiler, tekeler.
TİYFAK
Helâk olmak, mahvolmak.
TİYNET
(Bak: Tıynet)
TİZ
f. Keskin. * Çabuk, tez. * Sık.
TİZ-ÂB
f. Kezzap.
TİZ-ÇEŞM
f. Gözü keskin.
TİZ-DEST
f. Çabuk iş gören, eline çabuk.
TİZÎ
f. Çabukluk, tezlik. * Keskinlik. * Sıklık.
TİZNA
f. Kılıç, bıçak gibi şeylerin keskin olan ağız tarafı.
TİZ-PÂ(Y)
f. Tez, süratli, ayağına çabuk.
TİZ-PER
f. Hızlı ve çabuk uçan.
TİZ-REFTÂR
(Tiz-rev) f. Çabuk yürüyüşlü, acele ile giden.
TİZ-REV
(Bak: Tiz-reftar)
TOKAT
Kale içi, siper, ahır, ağıl. El içi gibi yer. * Dere arası olan hayvan mer'ası. * El içiyle vurulan sille.
TOLGA
Başlık, miğfer nevilerinden birinin adıdır.
TONAJ
Bir vasıtanın iç hacmine göre taşıma kapasitesi.
TOPUZ
t. Ucu top şeklinde sopadan ibâret eski silâh. * Top şeklinde toplanmış saç. * Kısa ve tıknaz kimse.
TÖHEM
(Töhmet. C.) Suçlar, töhmetler, kabahatler.
TÖHMET
Birisine isnad edilen, fakat kat'iyyetle işleyip işlemediği belirsiz olan suç, kabahat. * İtham altında olma.
TÖHMETLENDİRMEK
Suç isnad etmek.
TÖVBE
(Bak: Tevbe)
TRAJ
Fr. Basılan gazete veya mecmuanın baskı sayısı.
TRAJEDİ
yun. Fâcia. Mevzuunu efsanelerden veya tarihî hâdiselerden alan, seyirciler üzerinde merhamet veya dehşet hissi uyandıran sahne eseri.
Ne hoş. Ne iyi. Her şeyin iyisi ve efdali. * İyilik, güzellik. Baht. * Cennette bulunan ve kökü göklerde dalları aşağıda olan ağaç ismi. * Çok berrak ve saf olan. * Saâdet. Hayır. Devlet.
TUBA LE-KE
Ne mutlu sana, devlet ve saadet sana. Tuba sana.
TUBAHA
Çömlek. * Ağızdan çıkan köpük.
TUBA-İ HİLKAT
Hilkat ağacı, hilkat tubası. Kâinat, teşbih yapılarak tuba ağacına benzetilmiştir.(Tuba-i hilkatten semavat şıkkına hep kehkeşan ağsanınaBir Cemil-i Zülcelâl'in dest-i hikmetiyle takılmış pek güzel meyveleriz biz. M.)
TUBAL
Kızmış bakırdan ve kızmış demirden çekiçle vurulduğunda kopup dökülen parça.