Z Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • ZÜBEYR

    (Zübür. den) Yazılı küçük şey.
  • ZÜBEYR BİN AVVAM (R.A.)

    Sahabe-i Kiramdan ve Aşere-i Mübeşşeredendir. Erkeklerin beşincisi olarak onbeş yaşında iken İslâmiyeti kabul etti. Resül-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı muhafaza için ilk kılıç çekenlerdendir. Bütün gazalarda bulunup çok yara aldı. Mısır'ın Fethinde bulundu. Çok zengin olduğu hâlde bütün varını İslâmiyete fedâ etti. Namaz kılarken şehid edildi (Hi: 67). Namazını Hz. Ali (Radıyallahü anh) kıldırdı.
  • ZÜBRE

    (C.: Züber) Büyük demir parçası. (Örs mânasına da gelir.)
  • ZÜBUL

    Sararıp solma. Buruşma. * Pejmürdelik.
  • ZÜBUL-YAFTE

    f. Gübrelenip kuvvetlenmiş olan.
  • ZÜBUR

    (Zibr. C.) Mektuplar. Kitaplar.
  • ZÜBÜR

    (Zebur. C.) Kitaplar. Mektuplar.
  • ZÜBYE

    (C.: Zübâ) Tepe.
  • ZÜCAC(E)

    Cam, şişe, sırça.
  • ZÜCACÎ

    Camcı, şişeci, sırçacı.
  • ZÜCACİYYE

    Cam veya sırçadan yapılı kaplar.
  • ZÜCAL

    Oyuncu güvercin.
  • ZÜCC

    (C.: Zicce-Zicâc) Süngü arkasının demiri. * Dirsek kenarı. * Ok demiri.
  • ZÜCLE

    (C.: Zücül) İnsanlardan bir taife.
  • ZÜCUR

    (Zecr. C.) Yasak etmeler, mâni olmalar, önlemeler. Zorlamalar. Eziyetler. Kovmalar.
  • ZÜFF

    (Züfâf) : Az, kalil.
  • ZÜFFE

    Bölük, zümre.
  • ZÜFR

    Ulu kişi, seyyid.
  • ZÜFRE

    (C.: Zeferât) Kükremek. Gürlemek. * Nefesi içeri çekip göğsünü öttürmek. * Gam, tasa. * Atın orta yeri.
  • ZÜFYAN

    Rüzgârın şiddetle esip sürüp götürmesi.
  • ZÜHA'

    Miktar.
  • ZÜHAL

    Satürn Gezegeni.
  • ZÜHAR

    Zorla içi geçmek. * şiddetle teneffüs etmek.
  • ZÜHBAN

    (Zühub) (Zeheb. C.) Altınlar.
  • ZÜHD

    Dünyaya rağbet etmemek. Nefsâni zevk ve arzudan kendini çekerek ibâdete vermek.
  • ZÜHDÎ

    Zühde ait ve müteallik. Zühde dair.
  • ZÜHDİYYE

    Fls: Çilecilik. Eziyet ve sıkıntılara katlanarak mânevi terakki sahibi olmağa çalışmak.
  • ZÜHD-Ü KALB

    Kalben dünyaya değil, Allah rızasına müteveccih olmak. Kalbin dünya alâkalarından kesilmesi.
  • ZÜHEYR

    Küçük çiçek. Çiçekcik.
  • ZÜHLUK

    (C.: Zehâlik) Semiz,besili, şişman.
  • ZÜHM

    İçyağı.
  • ZÜHME

    (C.: Zühem) Çirkin koku. * Kedinin kuyruğu altında toplanan misk.
  • ZÜHRE

    Çoban yıldızı. Sabah yıldızı. Târık. Venüs. Kervan kıran. Çulpan. Güneşten ikinci derecede uzak olan ve sair seyyarelerden daha parlak olan yıldızlar. * Berraklık, safilik.
  • ZÜHREVÎ

    Frengi ve bel soğukluğu gibi hastalıklar.
  • ZÜHRUF

    (Bak: Zuhruf) Yaldızlı zinet.
  • ZÜHUB

    (Zeheb. C.) Altınlar.
  • ZÜHUK

    Bitip tükenme, mahvolma, yok olma. Hükümsüz kalma.
  • ZÜHUL

    Gafil olmak, gaflette bulunmak. Meşgul olmak.
  • ZÜHUL

    Uzak olmak, yerinden gitmek. Uzaklaşmak.
  • ZÜHUL

    Unutmak veya bir işi geciktirmek. Elde olmayan bir sebeple bir işi geciktirmek. Yanılmak. Kasden unutur gibi olmak.
  • ZÜHUL

    (Zahl. C.) Düşmanlıklar. Adâvetler. Öç ve intikamlar.
  • ZÜHUMET

    Yağlılık.
  • ZÜHUR

    (Su) çok olmak. * (Irmak) su ile dolu olmak. * Büyük ve uzun olmak.
  • ZÜHUR

    (C.: Ezhâr) Darlık zamanı için saklanıp biriktirilen şey.
  • ZÜHUR

    Parlaklık. Parıldama. Zühuret. * Çiçekler. Ezhar.
  • ZÜHURET

    Parlaklık, parıldama.
  • ZÜKA'

    Güneş.
  • ZÜKA'

    Üveyik kuşunun sesi.
  • ZÜKA'

    Nakit.
  • ZÜKAE

    Malı çok olan, zengin.