C Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • CESS

    Koparmak. * Bal mumu. * İçinde arının kanadı ve gövdesi karışmış olan şey.
  • CESSAME

    Sefer yapmamış kişi. Seyahat etmemiş kimse.
  • CESSAS

    Kireç ile bina yapan. Badanacı.
  • CESSAS

    Gizli şeyleri araştıran, gizli şeylere merak eden. Tecessüs sâhibi.
  • CESSASE

    Kruvazör, harp gemisi.
  • CEST

    f. Sıçrayış, atlayış.
  • CESTAN

    f. Atlıyan, sıçrayan.
  • CESTE

    f. Azar azar, bir parça. * Sıçrayış, atlayış. Hatve.
  • CESTE CESTE

    Azar azar, parça parça, kısım kısım.
  • CESTEN

    f. Atlamak, sıçramak. Kaçmak, kurtulmak. Atılmak.
  • CESUR(E)

    (Cesâret. den) Cesaretli, yiğit.
  • CESURÂNE

    f. Yiğitçesine, cesaretli olarak, yüreklice, cesaretle.
  • CEŞ

    f. Mavi boncuk.
  • CEŞA'

    Çok hırslı olmak.
  • CEŞER

    Davarı otlamaya çıkarmak.
  • CEŞİB

    Kaba ve galiz nesne.
  • CEŞİR

    Büyük çuval. * Ev önünde davar yürüyecek yer.
  • CEŞİR

    Kir.
  • CEŞİŞ

    Bulgur.
  • CEŞİŞE

    Bulgur yemeği.
  • CEŞM

    Meşakkatli iş buyurmak, zor bir iş söylemek.
  • CEŞN

    f. Ziyafet, şölen. * Îd, bayram.
  • CEŞŞ

    Dövmek. * Kırmak. * Vurmak, darp. * Bir nesneyi pâk etmek, temizlemek.
  • CEV

    f. Arpa.
  • CEV'A

    Bir kere acıkmak.
  • CEVA'

    Geniş. * Hasta. * Kokmuş su. * Aşktan, gamdan veya tasadan dolayı kalbin yanması.
  • CEVAB

    Sorulan şeye söz veya yazıyla verilen karşılık. * Kabul etmemek. Reddetmek. * (Câbiye. C.) Havuzlar.
  • CEVABAT

    (Cevâb. C.) Cevablar. Sorulan sorulara verilen karşılıklar. Mukabil sözler.
  • CEVABEN

    Karşılık ve cevap olarak.
  • CEVAB-I KAT'Î

    Kesin ve kat'i söz, kesin cevap.
  • CEVAB-I NÂ-SAVAB

    Doğru olmayan karşılık. Yanlış cevab.
  • CEVAB-I RED

    Red cevâbı verip kabul etmemek. Reddetmek. Kabul etmemek yolunda söylenen söz.
  • CEVABÎ

    Karşılık, cevap. * (Câbi. C.) Tahsildarlar, câbiler.
  • CEVAD

    (Cevvad) Çok çok ihsan eden. Çok cömert.
  • CEVADD

    (Câdde. C.) Caddeler, büyük ve işler yollar, tarikler.
  • CEVAHİR

    (Cevher. C.) Cevherler. Çok kıymet verilen ve az bulunan şeyler, çok kıymetli mâden veya taşlar. * Mc: Çok kıymetli söz veya faydalı yazılar.
  • CEVAHİR-İ FERD

    (Cevher-i ferd. C.) Cevher-i ferdler. Zerreler, atomlar.
  • CEVAHİR-ÜL-KELİMAT

    Şemsi adındaki bir zat tarafından Arapçadan Türkçeye kaleme alınan 108 sahifelik bir lügat kitabının adı.
  • CEVAİB

    Halk arasında gezen haberler.
  • CEVAİZ

    (Câize. C.) Câizeler, verilen bahşişler, armağanlar.
  • CEVÂMİ'

    Toplu olan şeyler. * Câmi'ler. Mescidler.
  • CEVAMİD

    (Câmid. C.) Cansız, donmuş şeyler.
  • CEVAMİS

    (Câmus. C.) Camuslar, mandalar, kömüşler, su sığırları.
  • CEVÂMİ-ÜL KELİM

    Lâfızları az, mânâsı çok kelâmlar, sözler, ibâreler, fıkralar. (Bak: Câmi-ül kelim)
  • CEV'AN

    (Cu'. dan) Acıkmış, aç, midesi boş.
  • CEVANİB

    (Cânib. C.) Cânibler, yanlar, taraflar.
  • CEVANİB-İ ERBAA

    Dört taraf.
  • CEVARİ

    (Câriye. C.) Akıcı ve câri olanlar. * Hizmetçi kızlar. * Câriyeler, kadınlar.
  • CEVARİH

    El, ayak gibi vücud azaları.(Cevârih, cârihanın cem'idir ki, esasen cerhden me'huz olup te'sir mânası mülâhazasıyla kâsibe mânasına isim olmuştur. Cevarih, kevasib demektir. Bunun için el, ayak ve ağız gibi yaralayıcı âlet olan azaya cevarih denildiği gibi, av tutan yırtıcı hayvanlara ve kuşlara dahi kevasib ve cevarih denilir ki, burada murad budur. E.T.)
  • CEVAR-ÜL KÜNNES

    Seyyar yıldızlar. (Ütarid, Zühre, Merih, Müşteri, Zuhal.) (Bak: Hunnes)