Selin kenara attığı çör çöp. * Davarın yünü ve kılı çok olmak. * Kıllı kimse. * Bol.
CÜFALE
Su kenarında olan çörçöp.
CÜFF
İçi boş olan şey. Kof. * Dimağa işlemiş olan baş yarığı. * Hurma çiçeğinin kabuğu. * Cemaat, topluluk. * Yarısı kesilip kova olmuş olan çürük ve eski kırba.
Bilerek inkâr etmek. Bildiği hâlde yanlış söylemek. * Peygamberimiz Resul-i Ekremi (A.S.M.) bildikleri ve mukaddes kitablarında O'nun evsâfını okudukları hâlde inkâr eden Yahudiler. (Türkçedeki "cıfıt" kelimesi bundan gelir.) * Bir kimseyi bahil bulmak.
CÜLAB
Gülsuyu, cüllâb. * İshal veren şerbet, müshil.
CÜLAHEK
f. Örümcek, ankebut. * Küçük dokumacı.
CÜLAL
(Celil) Ulu, büyük nesne, azim.
CÜLALE
Büyük dişi deve.
CÜLAZÎ
Kocaman ve kuvvetli. İriyarı. * Hâdim, hademe, hizmetkâr. * Kilise veya manastır uşağı. * Papaz veya keşiş.