(Cümle-i müfessire) "Yâni, meselâ" gibi sözlerle başlayıp önceki cümleyi açıklayan cümle.
CÜMLE-İ ÛLÂ
Birinci cümle. Evvelki cümle.
CÜMLETEN
Bütün, hep, kâffeten, cemian, hep birden.
CÜMMA'
Bir araya gelerek toplanmış şey, küme.
CÜMMAH
Temrensiz, ucu yuvarlak ok. (Oğlancıklar onunla ok atmayı öğrenirlerdi)
CÜMMAR
Hurma yağı denilen beyaz bir maddedir ve hurma ağacının başından çıkar ve araplar onu yerler.
CÜMMEL
(Cümel) Harflerin, sayı kıymetine göre hesaplanması. Ebced. (Bak: Ebced) * Bir kaç urganın birleştirilmesinden meydana gelmiş olan çok kalın gemi halatı.
CÜMMET
Suyun biriktiği yer. * Başta toplanan saç. * Omuzlara inen saç.
CÜMMEYZ
İncire benzer bir yemişin adı.
CÜMRE
Süvari alayı, bin atlı cemaat.
CÜMSE
Hurma koruğu.
CÜMUD
Donuk. Katı. Sert. * Mc: Gayretsiz. * Soğukluk.
CÜMUDİYE
Büyük buz dağ. Glâsiye. Buzul. Aysberg.
CÜMUD-U AYN
Göz donukluğu.
CÜMUM
Suyu çok olan kuyu. * Su kuyuda çok olmak (mânâsına mastardır).
CÜMÛS
Donmak.
CÜMZA
Seri davar.
CÜMZAN
Hurma nevilerinden bir hurma.
CÜMZE
Toplanmış hurma.
CÜNABE
f. İkiz çocuk.
CÜNAF
Kuruluk.
CÜNAH
Bir şeyi basıp meylettiren sıklet demek olup, harec, sıkıntı ve alel-ıtlak ism-i vebal mânasına da gelir ki, "günah" kelimesinin aslı budur. (E.T.) (Bak: Günah)
CÜNBÂN
f. "kımıldanan, kımıldatan, sallanan, oynayan, oynatan, hareket eden" mânâlarına gelir ve sıfatlar yapar. Dünbâle-cünbân $ : Kuyruk sallayan.
CÜNBİDE
f. Sallanmış, kımıldanmış, hareket etmiş.
CÜNBİŞ
f. Kımıldanma, hareket. * Zevk, eğlence, cünbüş.
CÜNBİŞ-GEH
f. Cünbüş yeri, eğlence yeri.
CÜNBİŞ-İ ZEMİN
Deprem, zelzele, yer sarsıntısı.
CÜNBUH
Kalın, uzun ve yüksek nesne. * Büyük bit.
CÜNBÜDE
Kümbet, kubbe.
CÜNBÜŞ
Zevk, eğlence. * Hareket, kımıldanma. * Uta benzer bir çalgı. (Doğrusu: Cünbiş'tir).
CÜNBÜZ
Kemer, kubbe, kümbet.
CÜND
Er, asker. Ordu. * Bir kimsenin yardımcıları. * Şehir.
CÜNDEB
(Cündüb) Bir nevi çekirge. * Mc: Yağmacı.
CÜNDÎ
Süvâri, sipâhi, ata iyi binen, binici.
CÜNDUH
Büyük çekirge.
CÜNDÜB
(C.: Cenâdib) Bir nevi çekirge.
CÜ'NE
Hokka.
CÜNEYD
Küçük asker. Askercik.
CÜNEYD-İ BAĞDADÎ
(Hicri: 207-298) Şafii Hz.lerinin talebesinden ders almıştır. Zamanın kutbu sayılmıştır. 30 defa yaya olarak hacca gitmiştir. Büyük velilerdendir. (K.S.)
Allah'ın ordu ve askerleri. (Zerrattan seyyarata kadar bütün mahlukat, Allah'ın emrine tabi birer ordu ve asker gibidir. Mukaddes Kur'an ve iman hizmetinde cansiperane ve ihlâs ve feragatla cehd ü gayret eden müslümanlar da Cünudullah ünvanına mazhardırlar.)
CÜNUH
Yöneliş, meyil.
CÜNUN
Delilik, cinnet. Delirmek. * Çok olmak. * Otun uzaması.