(Evder) f. Amca. Babanın erkek kardeşleri. * Yeğen. Amca, hala, teyze çocukları.
EFEK
Sarfetmek, harcamak.
EFEKK
Zayıflıktan dolayı omuzu mafsaldan ayrılmış olan kimse.
EFEKTİF
Fr. Nakit para, elde bulunan para.
EFELL
Güdük kılıç.
EFENDİ
(Rumcadan) Sahib, mâlik, mevlâ. Ağa. Şer'î hâkim, kadı, molla. (Saygı ve nezâket mübalağası olarak kullanılır. Eskiden büyüklere ve şâyân-ı hürmet zâtlara Efendimiz denildiği gibi, her zaman için Hz. Peygamber Aleyhissalâtu Vesselâm'a da, mü'minler Efendimiz diyerek hürmet ve sevgilerini ifade ederler.)
EFERR
Çok koşan, pek çok kaçan.
EFFAF
Çok of! çeken. Sıkıntılı, muztarib ve kederli kimse. Elemli, gamlı, tasalı adam.
EFFAK
Ticaret için bütün dünyayı dolaşıp gezen tüccar adam.
EFFAK
(İfk. den) Çok iftira eden, çok yalan isnad eden kişi.
EFGAN
f. Acı ile bağırıp çağırmalar. Feryatlar ve istimdat.
EFGAR
(Figâr) f. Yaralı, kötürüm, sakat, cerih.
EFGEN
(Figen) f. Düşüren, yere atan, yıkan, yere atıcı, düşürücü, yıkıcı.
EFGENDE
f. Yere atılmış, düşürülmüş. Yıkılmış, yıkık. Bozulmuş, tahrib edilmiş. * Biçare, zavallı, düşkün.
EFHAM
Anlayışlar, zihinler, anlamalar.
EFHAM
(Fahim. den) Çok büyük, pek büyük.
EFHAS
(Fahs. C.) Her şeyin içleri, boşlukları.
EFHAZ
(Fahz. C.) Akrabalar, yakın hısımlar.
EFHEM
Anlayışlı, kolay anlayan.
EFİD
(Eftid) : f. Medhedici, öven, sena eden. * Hayret edilecek, şaşılacak, taaccüb edilecek şey.
EF'İDE
(Fuâd. C.) Kalbler. Gönüller.
EF'İDE-İ HÂLİSE
Temiz ve saf kalbler. Bozulmamış, tahrib edilmemiş kalbler, gönüller.
EFİH
Bir adamın beynine vurmak.
EFİK
Dibâgatı tamam olmamış deri.
EFİKA
Fenâ, hoş olmayan, çirkin ve kötü şey.
EFİKE
(C.: Efâik) Yalan, dolan, iftira.
EFİL(E)
(C. Afâl-Efâil) Genç küçük deve.
EFİN
Çürük ceviz. * Zayıf fikirli ahmak kimse.
EFJÛL
f. Kandırma. * Kışkırtma, tahrik etme. * Dağınık, perâkende.