Karayağız, siyah adam. * Kara eşek. * Uzun yanaklı. * Uzun boylu.
EDM
Üns tutmak. * İttifak etmek, birleşmek. * Islâh etmek.
EDMAS
Kaşlarının üç kısmı ince ve dipleri kalın; başının kılları ise az olan kimse.
EDMEN
f. Hâlis ve katıksız misk.
EDMİGA
(Dimağ. C.) Beyinler, dimağlar.
EDMU'
Göz yaşları. Aberat.
EDNA
Pek aşağı, en alçak. Pek az, pek cüz'i. * Çok yakın.
EDNANÎ
(Denâvet. den) Beni yaklaştırdı (meâlindedir.)
EDNAS
(Denes. C.) Pislikler, necisler, kirler. * En aşağılar, âdi ve bayağı kişiler.
EDNEF
Burnu kısa olan adam.
EDNİK
Çengel.
EDRA'
Vücudu beyaz, başı siyah olan at. * Hecin.
EDRED
Dişsiz, dişi çıkmamış veya dökülmüş kimse.
EDREM
f. Eğerin altına konulan keçe.
EDREM
Topukları etli kimse (ki, topuğu etten belli olmaz.) * Dişleri dökük adam. * Düz şey.
EDRENG
f. Sıkıntı, içdarlığı. Musibet, belâ, felâket, âfet.
EDSAK
Ağzı büyük olan adam.
EDSEM
Çok yağlı (şey.)
EDSER
Gaflette bulunan, gafil adam.
EDV
Aldatmak, hud'a.
EDVA
(Da'. C.) İlletler, hastalıklar.
EDVAR
(Devr. C.) Devirler, zamanlar.
EDVAR-I HAMSE
Beş devir, beş vakit.(Beşer esirliği parçaladığı gibi ecirliği de parçalayacaktır: Bir rü'yada demiştim: Devletler milletlerin hafif muharebesi; tabakat-ı beşerin şedid olan harbine terk-i mevki ediyor. Zira beşer, edvarda esirlik istemedi, kanıyla parçaladı. Şimdi ecir olmuştur; onun yükünü çeker, onu da parçalıyor. Beşerin başı ihtiyar; edvar-ı hamsesi var. Vahşet ve bedeviyet, memlukiyet, esaret, şimdi dahi ecirdir, başlamıştır geçiyor. S.)
EDVAR-I SÂBIKA
Geçen zamanlar.
EDVAR-I SEB'A
Yedi devreler. Dünyanın yaradılışından beri geçirdiği devreler ki, nazariye olarak söylenir.
EDVAR-PERDAZ
Devirleri dile getiren. Devirleri terennüm eden.
EDVEK
Devenin, misvak ağacını yemesi. * Bir yerde sâkin olmak. * Yaranın veremi sakin olmak.
EDVEŞ
Gözü dumanlı adam.
EDVİYE
(Devâ. C.) İlâçlar, devâlar.
EDVİYE-İ MÜESSİRE
Te'sirli ilaçlar.
EDYAK
(Dîk. C.) Dîkler, horozlar.
EDYAN
(Din. C.) Dinler.
EDYAN-I BÂTILA
Bâtıl dinler. Bozuk, hükmü hakikatten ayrılmış olan dinler.
EDYAN-I MEFSUHA
Hükmü kaldırılmış eski dinler. Hıristiyanlık, Yahudilik gibi. (Bak: Mensuh.)
Kişinin kendi isteğiyle yaptığı işler, Kişinin kendi ihtiyârî fiilleri.
EF'ÂL-İ MÜKELLEFÎN
Mükellef olanların (yani; Cenâb-ı Hakk'ın teklif ve emirlerini kabul ve vazifeli kimselerin) yaptıkları amel ve işler. Bunlar şu isim altında sıralanır: Farz, vâcip, sünnet, müstehab, mübah, mekruh, haram, sahih bâtıl, fâsid, helâl.
EF'ÂL-İ SEYYİE
Kötü ve çirkin ameller, fiiller ve işler.
EFANİN
(Üfnûn. C.) Değişiklikler. * İşler, şartlar, hâller. * Sarmaşık gibi birbirine sarılmış sık ağaç dalları.