(Nâsır. C.) Yardımcılar. Müdâfiler. * Peygamberimiz Resul-ü Ekrem (A.S.M.) Mekke'den Medine'ye hicretinde Onun mücadelesine iştirak edip ona yardımcı, müdâfi, muhafız vaziyetini alan ve Cenâb-ı Hak'tan ve Hz. Peygamber'den (A.S.M.) yardım ve nusret dileyen Sahabe-i Kiram hazeratı. Bu Zevat-ı Kirâm Medine'deki "Evs ve Hazreç" kabilesindendirler. (R.Anhüm) Ensârullah da denir. (Bak: Ashab)
ENSEB
En lâyık, çok münasib, tam yerinde.
ENŞAT
Kovası, bir defa çekmekte çıkan, dibi yakın kuyu.
ENTAK
(Nutk. dan) Çok güzel söz söyliyen, çok iyi nutuk veren.
ENTE
Sen. (Bak: Şahıs zamiri)
ENTELLEKTÜEL
Fr. (Bak: Münevver) Aydın. Akıl ve zihinle ilgili.
ENTERESAN
Fr. Alâka çekici, dikkate lâyık, nazarı celbedici. Câlib-i dikkat.
ENTERNE
Fr. Belirli bir yerde oturmağa mecbur edilen yahut gözaltına alınan kimse.
ENTİMEM
yun. Man: Mantıkta kısaltılmış kıyas şekli. Öncül veya had denilen ve bilinen kaziyelerden biri söylenmeden sonuca varmak. Örnek: (Orucu bozdu, o halde 61 gün keffareten oruç tutması gerekir.) Burada hadlerden biri (Orucu bozan, 61 gün keffareten oruç tutar), kaziyesi biliniyor kabul edilerek söylenmiştir ve yalnız (Orucu bozdu) kaziyesinden hareket edilerek sonuç çıkarılmıştır.