Bir ağırlık ölçüsüdür. Arab ülkelerinde kullanılır. Miktarı, İstanbul kilesiyle dokuz kileyi karşıladığı gibi, kullanıldığı mahalle göre de değişir.
ERDEB
f. Muharebe, ceng, cidâl, kavga.
ERDEM
Usta gemici.
ERDEN
Bir nevi kumaş.
ERDİYE
(Rıdâ. C.) Baş örtüleri.
ERD-ŞİR
f. Eski İran hükümdarlarından bazılarının adıdır.
EREB
Hâcet, ihtiyaç. San'at.
EREC
Güzel ve hoş koku. Misk ü anber ve ıtır gibi şeylerin güzel kokusu.
EREDA
(C.: Erad-Erâdât) Ağaç kurdu. Güve.
ER'EF
Daha rauf, çok şefkatli.
EREK
Misvak ağacını çok yediğinden dolayı devenin karnı incinmek.
EREN
Sevinmek, sürur.
EREN
t. Yetişen. Ermiş. Veli.
ERENDAN
f. "Hâşâ" mânasına inkâr ifade eden bir kelimedir.
ERENDİZ
Müşteri gezegeni. Jüpiter yıldızı.
ERES
Çiftçilik, çiftçi olma.
ER'ES
Başı büyük, kocakafa.
ERETT
Peltek adam, kekeme kimse.
ERFA'
Daha yüksek, çok ulvi, en yüce.
ERFA'-I DERECÂT
Derecelerin en yükseği.
ERFAK
En ziyade yumuşak. * Arkadaş, refik olmaya en çok lâyık, elyak.
ERFEŞ
Nefsî isteklerine düşkün olan. * Kulakları uzun ve kaba (adam).
ERGA(B)
(Ergav) : f. Irmak, dere, çay, nehir, akarsu. * Su akıtmak için açılan yol, ark.
ERGAD
Maişetçe daha ferahlık. Geniş maişet.
ERGAL
Sünnet olmamış kişi.
ERGAN
Söz dinlemek.
ERGANDE
f. Hırslı, öfkeli. * İçkiye düşkün olan sarhoş.
ERGAVAN
Bir kırmızı çiçek. Ercüvân denilen kırmızı çiçekli ağaç.
ERGEN
(Bâliğ) Çocukluk çağından gençlik çağına geçmiş olan, aklı ermeğe başlamış, bâliğ.Erginlik çağına gelen müslüman genç, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek gibi Allah'ın farz kıldığı emirlerini yerine getirmeğe mükellef (yükümlü) olur. Küçük yaştan itibaren derece derece gerekli dini bilgiyi öğrenir. Ve iyi alışkanlıklar edinirse ergenlik çağında bunlara daha kolay uyar.
ERGİDE
f. Hiddetlenmiş, kızmış, öfkelenmiş, asabileşmiş.
ERGİDE-NİGÂH
f. Öfkeli, hiddetli bakış.
ERGİMEK
(Bak: Zeveban etmek)
ERGUN
f. Sert başlı at. Hızlı ve oynak olarak giden at.
ERGÜVAN
Güzel ve parlak kızıl renkli bir çiçek. (Garbda ercuvan denilir.)
ERHA
(Rehâ. C.) El değirmenleri.
ERHAB
Vâsi, geniş, açık.
ERHAM
Başı beyaz olan at.
ERHAM
En rahim, en merhametli, en çok şefkatli.
ERHAM
(Rahim. C.) Döl yatakları, rahimler. * Yakın hısımlar, akrabalar.
ERHAM-ÜR RÂHİMÎN
Merhametlilerin en merhametlisi. * Allah'ın (C.C.) sıfatlarındandır.
ERHAS
(Rahis. den) Pek ucuz.
ERİC
Güzel koku. Misk, anber ve ıtır gibi hoş ve lâtif olan şeylerin kokusu.