Askerlerin. ve bilhassa Yeniçerilerin kaydı, ulüfe defteri.
ESAMİ
İsimler, adlar.
ESAMM
(C.: Summun) Kulağı sağır olan. * Katı taş.
ESANİD
İsnadlar. Senedler.
ESANS
Çeşitli yollarla bitkilerden elde edilen veya suni olarak yapılan, kokulu ve uçucu sıvı.
ESAR
Esirlerin ellerini bağladıkları ince kayış.
ES'AR
(Su'r. C.) Yiyecek içecek artığı.
ES'AR
(Sı'r. C.) Narhlar. Satılan şeylerin bilinen ve değişmeyen fiatları.
ESARET
Esirlik. Kölelik. Kullara kendini teslim etmiş olmak. Başka milletten olanlara boyun eğmek.
ESARET-İ HAYVANÎ
Hayvanlara yakışır bir esirlik. Zulüm, işkence ve haksızlık içinde hayat geçirmek.
ESARİR
Gizli sırlar. * Yüz ve avuçtaki çizgiler.
ESAS
Ev eşyası. Eve âit lüzumlu şeyler. * Mal. Rızık.
ESAS
Temel. Kök. Rükün. şart. Hakikat ve mahiyetler.
ESASAT
(Esas. C.) Esaslar. Temeller, kökler.
ESASE
f. Gözucu ile bakma.
ESASEN
Kendiliğinden, aslından, temelinden.
ESASİYYE
Asılla temelle alâkalı. Esasa ait ve müteallik.
ESATÎN
Sütunlar. Üstüvaneler. Direkler. * Mc: İleri gelen kimseler.
ESATİR
İlk zamanlara ait uydurma hikâyeler. Masallar. Mitoloji. * Saflar. Sıralar.
ESATİR-ÜL EVVELÎN
İlk zamanlara ait efsâneler.
ESATÎZ
(Esâtîze) : (Üstaz. C.) Usta başıları. Bir işin tedbirinde, öğretilmesinde önderlik edenler.
ESATT
(C.: Sitât) Köse.
ESAVİD
(Sevâd. C.) Sevadlar, karanlıklar, siyahlıklar.
ESB
At, beygir, feres.
ESBAB
(Sebeb. C.) Sebebler. Bir şeye vâsıta olanlar. Sebeb olanlar. (Evet, izzet ve azamet ister ki; esbab, perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve Celâl ister ki; esbab, ellerini çeksinler te'sir-i hakikiden. M. N.)(Cenab-ı Hak, müsebbebatı esbaba bağlamakla, intizamı, temin eden bir nizamı kâinatta vaz'etmiş. Ve her şeyi, o nizama müraat etmeğe ve o nizamla kalmaya tevcih etmiştir. Ve bilhasa insanı da, o daire-i esbaba mürâat ve merbutiyet etmeğe mükellef kılmıştır. Her ne kadar dünyada, daire-i esbab, daire-i itikada galip ise de; Ahirette hakaik-i itikadiye tamamen tecelli etmekle, daire-i esbaba galebe edecektir. Buna binaen, bu dairelerin herbirisi için ayrı ayrı makamlar, ayrı ayrı hükümler vardır. Ve her makamın iktiza ettiği hükme göre hareket lâzımdır. Aksi takdirde daire-i esbabda iken; tabiatiyle, vehmiyle, hayaliyle daire-i itikada bakan; Mu'tezile olur ki, te'siri esbaba verir. Ve keza, daire-i itikadda iken, ruhuyle, imaniyle daire-i esbaba bakan da, esbaba kıymet vermeyerek Cebriye mezhebi gibi tenbelcesine bir tevekkül ile nizâm-ı âleme muhalefet eder. İ.İ.)
ESBAB-I FESHİYYE
Huk: Bir i'lâmın istinaf suretiyle bozulmasını icabettiren sebepler.
ESBAB-I HAKİKİYE
Gerçek sebepler, hakiki sebepler.
ESBAB-I MÛCİBE
Gerektiren sebebler. İcab eden sebepler.
ESBAB-I MUHAFFİFE
(Esbâb-ı mazeret) Yapılan bir cürmün ve kabahatın cezasını hafifletici sebebler.