Allah'ı unutarak sebeblere haddinden ziyade değer veren. Her şeyi bir sebebe bağlayıp, Allah'ın fâil ve her şeyin hâkimi olduğunu inkâr eden veya ona kıymet vermek istemeyen.(Arkadaş! Esbab ve vesaiti, insan, kucağına alıp yapışırsa, zillet ve hakarete sebep olur. Meselâ kelb, bütün hayvanlar içerisinde birkaç sıfat-ı hasene ile muttasıftır ve o sıfatlar ile iştihar etmiştir. Hatta sadâkat ve vefâdarlığı darb-ı mesel olmuştur. Bu güzel ahlâkına binâen, insanlar arasında kendisine, mübarek bir hayvan nazarıyla bakılmağa lâyık iken, maalesef insanlar arasında mübarekiyet değil necis-ül-ayn addedilmiştir.Tavuk, inek, kedi gibi sair hayvanlarda, insanların onlara yaptıkları ihsanlara karşı şükran hissi olmadığı halde, insanlarca aziz ve mübarek addedilmektedirler. Bunun esbabı ise, kelpte hırs marazı fazla olduğundan esbab-ı zâhiriyeye öyle bir derece ihtimam ile yapışır ki; Mün'im-i Hakiki'den bütün bütün gafletine sebep olur. Binaenaleyh, vasıtayı müessir bilerek Müessir-i Hakiki'den yaptığı gaflete ceza olarak necis hükmünü almıştır ki tâhir olsun. Çünki hükümler, hadler, günahları afveder; ve beyn-en-nas tahkir darbesini, gaflete keffâret olarak yemiştir.Öteki hayvanlar ise vesaiti bilmiyorlar ve esbaba o kadar kıymet vermiyorlar. Meselâ, kedi seni sever, tazarru' eder (senden ihsanı alıncaya kadar). İhsanı aldıktan sonra öyle bir tavır alır ki; sanki aranızda muârefe yokmuş ve kendilerinde, sana karşı şükran hissi de yoktur. Ancak Mün'im-i Hakiki'ye şükran hisleri vardır. Çünki, fıtratları Sânii bilir ve lisan-ı halleriyle ibadetini yaparlar. Şuur olsun olmasın...Evet kedinin "mır! mır! ları "Yâ Rahim! Yâ Rahim! Yâ Rahim!" dir. M.N.)
ESBAK
Geçenki, geçen, evvelki, önceki. Daha önce geçmiş olan. Evvel gelen.
ESBAN
Kadınların başlarını örttükleri güzel ve ince bir örtü. * Kadınların, yüzlerini örtükleri peçe, tül.
Yapı, birinin meydana getirdiği şey. * Bir hususa dâir Peygamberimizden (A.S.M.) rivâyet bulunması. Sünen-i Resul. * Bir şeyin varlığına delâlet eden te'sir. * Meydana getirilen kitap. Kitap te'lifi.
ESER
Serçe kuşu. Usfur. * Göbeğinde illeti olan.
ESER-İ CEDİD
Eskiden imâl edilen kâğıt cinslerinden birinin adı idi.
ESER-İ DEST
El eseri, kendi kuvvet ve kudretinin eseri.
ESER-İ HAYAT
Hayat alâmeti, hayat eseri, hayat belirtisi.
ESER-İ SAN'AT
San'at eseri. San'at değeri olan eser.
ESFA
Alnı dar at. * Tez yürüyüşlü katır.
ESFA
En saf, pek safi, pek temiz.
ESFAD
(Safd. C.) Atiyye ve ihsanlar.
ESFAR
(Sefer. C.) Seferler, yolculuklar, yola gidişler. * Düşmana karşı gidişler, akınlar. * (Sifr. C.) Büyük kitaplar, ciltler.
ESFAR-I BAHRİYYE
Deniz yolculukları. Deniz seferleri.
ESFAR-I BAÎDE
Yolculuklar, uzak seferler.
ESFAT
(Sefet. C.) Sepetler.
ESFEL
En sefil, çok sefil, en alçak, en aşağı, çok fenâ.
ESFEL-İ SÂFİLÎN
Sefillerin en sefili. Cehennem'in en aşağı tabakasındakiler.