E Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • EŞBEH

    Mert, yiğit, kabadayı, cesur kimse. (Bu tâbir bilhassa yeniçeriler hakkında kullanılırdı.)
  • EŞBEH

    Daha çok benzeyen. Pek benzeyen.
  • EŞBÛ

    f. Odunluk, kömürlük. Kömür ve odun konulacak yer.
  • EŞCA'

    Daha yiğit, pek kahraman. En şecaatli. * Parmak ardlarının sinirleri.
  • EŞCAN

    (Şecen. C.) Şecenler, elemler, gamlar, kederler, tasalar, sıkıntılar, ıztırablar.
  • EŞCAR

    (Şecer. C.) Ağaçlar.
  • EŞCAR-I BAĞ

    Bahçenin, bağın ağaçları.
  • EŞCAR-I MÜSMİRE

    Meyve ağaçları.
  • EŞDAK

    Doğru konuşan. Yalan söylemeyen. Sâdık. * Büyük ağızlı.
  • EŞEBB

    Arasından geçmek mümkün olmayan ağacın sıklığı.
  • EŞEDD

    Daha şiddetli. Çok fazla şiddetli. Pek fazla şiddetli.
  • EŞEDD-İ İHTİYÂÇ

    En şiddetli ihtiyaç.
  • EŞEDD-İ MÜCÂZÂT

    En şiddetli ceza.
  • EŞEDD-İ ZULÜM

    Zulmün en şiddetlisi.
  • EŞEFF

    Çok parlak. Daha şeffaf. Işığı daha iyi geçiren. * Suyu kendine çok fazla çeken.
  • EŞEKK

    Çok şek ve şüphe sahibi. Tereddütte ileri giden.
  • EŞELL

    Çolak. Kolu sakat olan. * Eli dâima hareketli olan kimse.
  • EŞ'EM

    (C: Eşâim) En uğursuz, pek şom.
  • EŞEMM

    Burnu kuvvetli koku duyan.
  • EŞEN

    f. Karpuz ve kavun hamı, kelek. * Ters giyilmiş elbise.
  • EŞERR

    Çok fazla sevinmek. * Tekebbürlük etmek, gururlanmak. * Çok şerli. En kötü ve şerli.
  • EŞERR-İ NÂS

    İnsanların en şerlisi, nasın en kötüsü.
  • EŞFA

    Hastalığı def'e çok faydalı, şifa-bahş olan.
  • EŞFA'

    En çok şefaat eden. En şafi.
  • EŞFAK

    Daha fazla şefkatli. Çok şefkatli.
  • EŞFAR

    (Şüfr. C.) Göz kapağının kenarları, kirpik yerleri.
  • EŞGAL

    (Şugl. C.) İşler. Meşguliyetler.
  • EŞGAL-İ MÜHİMME

    Ehemmiyetli ve mühim işler.
  • EŞHA

    şefkat.
  • EŞHAD

    Şevâhidler. Şâhitler. (Bak: Alâ-ruûs-il eşhâd)
  • EŞHAR

    f. Kalye taşı denilen radyom hamızı. * Nişadır.
  • EŞHAS

    (Şehs. C.) Şahıslar. Kişiler.
  • EŞHAS-I MA'RUFE

    Tanınmış kişiler, bilinen şahıslar.
  • EŞHEB

    Kır (at). Kır, çil renkte olan aslan. * Güç iş. * Soğuk gün. * Bir nesnenin kenarı.
  • EŞHEL

    Kırmızı ile karışık koyu mavi, elâ. * Elâ gözlü adam.
  • EŞHER

    (Şehir. den) Çok meşhur, pek fazla tanınmış, en şöhretli olan.
  • EŞHÜR

    (şehr. C.) Aylar.
  • EŞHÜR-ÜL HURUM

    İslâmiyetten evvel Arab kabileleri arasında vuruşmanın ve muharebenin haram kılındığı Zilka'de, Zilhicce, Muharrem ve Receb ayları.
  • EŞHÜR-ÜL-HACC

    Hac ayları mânâsına gelen bu kelime; İslâmiyetten evvel Kâbenin tavaf edildiği; Şevval ve Zilka'de ile Zilhicce ayından da alınan 10 günle cem'an 70 günlük zamana verilen addır.
  • EŞİ'A

    (Şuâ. C.) Şualar. Aydınlıklar.
  • EŞİDDA

    Çok şiddetli sert olanlar. Pek şiddetli davrananlar.
  • EŞİHA

    f. At kişnemesi.
  • EŞİR

    Pek sevinçli, çok mesrur. * Kibirli, mütekebbir kimse.
  • EŞİRRA

    Çok şerliler. Çok kötü insanlar. Çok şerli mahluklar.
  • EŞ'İYA

    (A.S.) Beni-İsrail peygamberlerindendir. (M.Ö. 759-700) tarihlerine kadar Beni-İsrail arasında peygamberlik yapmış, birçok mucizeler göstermiştir. Zamanının padişahı tarafından takib ettirilerek bir ağaç oyuğunda gizli olduğu halde, ağaçla beraber biçki ile kesilerek şehid edilmiştir. 66 babdan ibaret kitabında İsa'nın (A.S.) geleceğini müjdelediğinden hıristiyanlar arasında Eş'iyanın İncili diye şöhret bulmuştur. (K. A'lâm)
  • EŞK

    f. Gözyaşı. Dem.
  • EŞKA

    En şaki, haydut, eşkiya, katı-üt tarik.
  • EŞKAH

    Kırmızı yüzlü (adam). al renkli (at).
  • EŞKÂL

    (Şekil. C.) Şekiller, kılık.
  • EŞKÂL-İ HAYAT

    Hayatın şekilleri.