E Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • EŞKÂL-İ ZEMAN

    Zamanın şekilleri. * Ahmet Rasim'in bir romanı.
  • EŞK-ALUD

    f. Gözü yaşlı.
  • EŞKAR

    Mavi gözlü ve sarı tenli kimse. * Yelesi ve kuyruğu kırmızı olan sarı at.
  • EŞK-BAR

    f. Çok ağlayan. Çok gözyaşı döken.
  • EŞK-EFŞAN

    f. Çok ağlayan, gözyaşı döken.
  • EŞKEL

    Gözlerinin akı kırmızılı olan adam. * Beyaz koyun.
  • EŞKELE

    Hâcet.
  • EŞK-İ ŞÂDİ

    Sevinçle ağlayış. Sevinçten dökülen gözyaşı.
  • EŞK-İ TARAB

    Sevinçten dolayı akan gözyaşı.
  • EŞK-İ TEESSÜR

    Teessürden dolayı akan gözyaşı.
  • EŞKİL

    Yaban soğanı.
  • EŞKİYA

    Şakiler. Yol kesenler. Asiler. Allah'a veya kanunlara isyan edip kötülük yapanlar. Haydutlar, anarşistler, âsiler. Hak ve kanunlara baş kaldıranlar, Allahın emirlerine karşı gelenler.
  • EŞK-RÎZ

    f. Gözyaşı döken, ağlayan.
  • EŞKU

    (şekâ. dan) şikâyet ediyorum (mealindedir).
  • EŞKU(B)

    f. Tavan. * Tabaka, kat, derece, mertebe.
  • EŞK-VER

    f. Ağlayan, gözyaşı döken.
  • EŞMAT

    Saç ve sakallarına kır düşmüş olan.
  • EŞME

    Kumsal yerde kaynayan pınar.
  • EŞMEL

    Daha şâmil. Çok şeyleri içine alan. Daha çok kaplamış.
  • EŞNA

    f. Yüzücü, yüzgeç. * Kıymeti büyük olan mücevher.
  • EŞNA'

    Daha şeni. Çok çirkin ve fena.
  • EŞNE

    Ağaç yosunu.
  • EŞNEB

    Dişleri inci gibi beyaz olan adam.
  • EŞRAF

    (şerif. C.) Şerefliler. İleri gelen büyükler.
  • EŞRAF-I BELDE

    Memleketin ileri gelenleri.
  • EŞRAK

    Ortaklar. şerikler.
  • EŞRAR

    Tahribçiler. Kötülük edenler. * Kötü şeyler. şerliler.
  • EŞRAT

    Nişanlar. Alâmetler. şartlar.
  • EŞRAT-I SAAT

    Kıyâmet alâmetleri. (Bak: Kıyâmet).
  • EŞREF

    En şerefli. Daha şerefli. En iyi, en güzel.
  • EŞREF-İ MAHLUKAT

    Mahlukatın en eşrefi, yaradılmışların en şereflisi. İnsan.
  • EŞREF-İ SAAT

    Saatlerin şereflisi. Uğurlu ve işlerin rast gittiği, dua ve dileklerin kabul edildiği an.
  • EŞREM

    Burnu yirik. * Üst dudağı yarık olan.
  • EŞREŞ

    Muhalefet eden, karşı gelen.
  • EŞRİA

    (Şirâ. C.) Yelkenler.
  • EŞRİBE

    (Şerâb. dan) İçilecek şeyler, şerablar.
  • EŞTAT

    (Şetit. C.) Takımlar, fırkalar, bölümler. Esnaf, sınıflar. Çeşitler, cinsler, neviler.
  • EŞTAT-I ULUM

    İlimlerin nevi'leri, çeşitleri.
  • EŞTER

    Yırtlak gözlü.
  • EŞÜDD

    Büluğa gelmek mertebesi.
  • EŞVAK

    (şevk. C.) şiddetli arzular, istekler, neşveler.
  • EŞVAK

    Dikenler. (Nebat) * Tıb: Kemiklerin uzaması.
  • EŞVAT

    (Şavt. C.) Sıçrayışlar, zıplamalar, koşmalar, koşuşmalar. * Kâbe-i Muazzama'yı yedi defa tavaf etme, etrafını dolaşma.
  • EŞVE

    Gözü değen kişi.
  • EŞVEŞ

    Göz ucuyla bakan kişi. * Yüksek bina.
  • EŞYA

    (Şey. C.) (Bu kelime, Türkçede müfret gibi kullanılır.) Ev döşemeye mahsus halı, dolap v.s. * Elbise, yatak, çamaşır gibi malzemeler. * Yük, yük eşyası.
  • EŞYÂ'

    (Şia. C.) Bölükler, bölümler, kısımlar, neviler, fırkalar, tabakalar, cinsler, çeşitler. Cemaatler, cemiyetler, topluluklar. * Yardımcılar.
  • EŞYAH

    (Şeyh. C.) Şeyhler, ihtiyarlar, yaşlılar, pir-i fâniler.
  • EŞYEB

    (Şeyb. den) Saçı sakalı ağarmış, yaşlanmış olan kişi. İhtiyar.
  • EŞYEM

    Yüzünde ve vücudunda çok beni olan adam.