Tek kişinin özel bir ahenkle okuduğu manzume. (Aşk ve nefis gibi hislere ait olup, anlamı dine aykırı olursa ve kadın sesi ile câiz değildir.) * Edb: Klâsik şark şiirlerinin en çok kullanılan ve (5-15) beyitlik şekil. * Sonbaharda ağaç üzerinde kuruyan yapraklar. * Ceylân. * Lâtif şey. * Güzel kadınların bahsi ve medhi. * Kadınlar sohbetini sevmek. * Köpeğin, geyiğin sesinden ürkmesi.
GAZEL-HAN
f. Gazel okuyan.
GAZEL-HANÎ
f. Gazel okuyuculuk.
GAZELİYYAT
Gazel tarzında yazılmış şiirler.
GAZEL-NÜVİS
f. Gazel yazan.
GAZEL-SERA
f. Nazım şekilleri arasında gazel meydana getiren.
GAZEM
Bir ot cinsi.
GAZETE
Fr. Genellikle günlük çıkan ve büyük boy olan neşriyat organı. (Bak: Mürcif)
GAZEVAN
Hızlı giden iyi at.
GAZEVAT
(Gazve. C.) Din uğrunda yapılan harbler.
GAZF
Kulağın sarkık olması. * Kırmak. * Geceleyin karanlık olmak.
GAZGAZA
Zillet, aşağılık. * Eksik, noksan.
GAZIF
Yumuşak, geniş.
GAZIR
İyi dibâgat olunmamış deri.
GAZIYE
Çok karanlık olan yer. * Büyük nurlu şey.
GAZİ
Din uğrunda harbeden. Cihadda yaralanmış veya harbetmiş olan kimse. Harpte ordunun başına geçen kumandan. Muzaffer olan ve harpten sağ dönen.
GAZİD
Katı sesli. * Yumuşak ot.
GAZÎME
Gazem denilen otun yetiştiği yer.
GAZÎR
Bol, çok, kesretli, ziyade, fazla.
GAZİR(E)
Mülâyim, yumuşak. Nâzik, uysal.
GAZİYY
(C: Gazâ) Yeni doğmuş kuzu.
GAZÎZ
Gılâfından yeni çıkan çiçek. * Taze.
GAZL
Budaklanmak.
GAZL
İplik eğirmek, bükmek.
GAZM
Güçle ve şiddetle yemek. * Defetmek, kovmak.
GAZN
Hapsetmek. * Kırmak.
GAZR
(Gazâre) (C: Gazâyir) Men etmek, engel olmak. * Hapsetmek. * Geçim kolaylığı, maişet genişliği. * Büyük çanak.
Din düşmanı olan cephenin üzerine taarruz. Muharebe. Cenk. Sefer. Din muharebesi. Gazve, gazivden alınmış olup cenk ve kıtal manasınadır. Düşmanla vuruşmak demektir. Siyer ıstılahında Gaza ve gazve tâbirleri Peygamber Efendimizin bizzat hazır bulunduğu muharebeye denir. Peygamber Efendimizin bizzat bulunmadığı müfrezelere Seriye denilir.
GAZVE-İ BEDİR
Bedir Gazvesi. Bedir Muharebesi.(Melâikelerin, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a hizmeti ve görünmesi ve cinnîlerin O'na imân ve itâati, mütevatirdir. Nass-ı Kur'an ve çok âyatla musarrahtır. Gazve-i Bedir'de beşbin melâike, - nass-ı Kur'an ile - önde, sahâbeler gibi ona hizmet edip, asker olmuşlar. Hattâ o melekler, melâikeler içinde, ashâb-ı Bedir gibi şeref kazanmışlar. M.)
GAZVER
Bir ot cinsi.
GAZZ
(Gadd) Utancından dolayı önüne bakmak. * Bir şeyin miktarını eksiltmek. * Hurmanın tomurcuğu. * Zerafet sâhibi. * Yeni buzağı.
GAZZAL
Eğrilen iplik.
GAZZE
Şam'ın doğusunda bir yerin adı. (Resullulah Efendimizin ceddi Hâşim'in kabri ordadır.)