G Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • GEVHER-TAB

    f. Altun ve mücevherlerle işlenmiş kadın eşarbı.
  • GEVSALE

    f. Bir yaşına girmiş sığır yavrusu.
  • GEVZ

    f. Ceviz.
  • GEYLANÎ

    Seyyid Abdulkadir-i Geylanî, Gavs-ül A'zam, Gavs, Kutub gibi mecâzi nâm ile bilinen bu zât (Hi: 470-561) yılları arasında yaşamış ve Kadirî Tarikatının müessisidir. Müteaddid müridlerinden bir çoğu sonradan veli olarak meşhurdurlar. Derslerinin te'siriyle birçok Hristiyan ve Museviler Müslüman olmuşlar, ruhâni feyze ermişlerdir. Aktab-ı Erbaa'dan sayılır. (R.A.)
  • GEZ

    f. Arşın, endaze. * İlgın ağacı. * Okun çentiği. * Tâlim için yapılmış kısa ok.
  • GEZA

    f. Isırıcı, ısıran.
  • GEZEND

    f. Musibet, belâ, felâket, âfet. * Elem, keder, hüzün. * Zarar, ziyan.
  • GEZİDE

    f. Isırılmış, dişlenmiş.
  • GIBB

    Nihayet, son, netice. * İki günde bir. Gün aşırı. * -den, -dan, sonra mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır.
  • GIBB-ED DUÂ

    Duâdan sonra.
  • GIBBEN

    Nâdiren, seyrek, arasıra.
  • GIBB-EŞ ŞEHÂDE

    Şâhitlikten sonra.
  • GIBB-ET TAHKİK

    Tahkik ettikten sonra.
  • GIBTA

    İmrenme. Aynı iyi hâli isteme. Şiddetle başkasının güzel bir halinin kendisinde de olmasını arzu etme.
  • GIBTA-ÂVER

    f. Gıbta ettiren, imrendiren.
  • GIBTA-FERMÂ

    f. Gıpta verici, imrendirici.
  • GIBTA-KEŞ

    f. İmrenen, gıpta eden.
  • GIBTA-RESÂ

    f. İmrendirici, gıpta ettirici.
  • GIDA

    Besleyici madde. Vücuda lâzım olan yenecek ve içilecek şeyler. * Kuşluk vakti yenen yemek. * Zihni ve kalbi olgunlaştıracak Kur'an ve iman ilmi ve Allah'a ibadet ve taat.
  • GIDAÎ

    Gıda olabilen. Gıda cinsinden.
  • GIDA-YI RUH

    Ruhun gıdası.
  • GIFARE

    Kat kat bulut. * Başa örtülen bez parçası. * Yama.
  • GILAB

    Birbirine galip olmasını dilemek.
  • GILAF

    Kın. Kılıcın kılıfı. Bir şeyin üzerinin örtüsü.
  • GILAF-I LATİF

    Lâtif örtü.
  • GILAF-I SEYF

    Kılıç kını.
  • GILAL

    (Bak: Galâl)
  • GILALE

    (C: Galâyil) Zırh altına giyilen kısa gömlek. * Küçük kaftan zıbını.
  • GILAZ

    (Galiz. C.) Şedid. Sert. Kalın ve kaba şeyler.
  • GILAZ

    Yoğunluk, koyuluk.
  • GILBIT

    Taşsız yer.
  • GILDIRGIÇ

    Mücellit ıstılahlarındandır. Kitapların kenarlarını kesmeğe mahsus, rende biçiminde bir âlettir.
  • GILK

    Acip ve garip. * Zahmet, meşakkat, güçlük.
  • GILL

    Düşmanlık, garaz ve adavet, gizli kin ve haset.
  • GILL U GIŞ

    Aklın muhtelif fikirler üzerinde kararsızlığı. * Gönül darlığı. * Kin ve hile. Hıyanet ve adavet.
  • GILLİM

    Cimâı şiddetle arzu eden.
  • GILMAN

    (Gulâm. C.) Bıyığı yeni bitmiş gençler. * Cennet'te hizmet gören delikanlılar. * Köleler, esirler.
  • GILMAN Ü CEVARÎ

    Köleler ve cariyeler.
  • GILMAN-I ENDERUN

    Tar: Topkapı Sarayı (Yenisaray) iç oğlanları hakkında kullanılan bir tabirdir. Bunlar derece ve hizmet itibariyle başka başka odalara ayrılmışlardı.
  • GILMAN-I HASSA

    Tar: Padişahların hususi köleleri. Bunlara ilk zamanlarda "İç oğlanları", daha sonları da "İç ağaları" da denilirdi. Bunlar, "Enderun-u Hümayun" denilen ve sarayın Babussaade'den içeride bulunan kısmında hizmet ederler; derece ve hizmet itibariyle başka başka odalarda otururlardı. Bu odalar; Büyük ve Küçük Odalar, Doğancı Koğuşu, Seferli Odası, Kiler Odası, Hazine Odası adlarını taşırlardı.
  • GILME

    (Gulâm. C.) Delikanlılar, gençler. * Esirler, köleler.
  • GILT

    Akdolunan pazarlığı bozmak.
  • GILZET

    Kabalık, sertlik. * Kalınlık, galizlik.
  • GILZET-İ MİZAC

    Huy ve mizac sertliği.
  • GIMAR

    (Gamr. C.) Gaflet. Cehalet. Şiddetler. Çok su. Büyük denizler. * (Gımr. C.) Çok susuzluk. * Kin tutma.
  • GIMD

    (C.: Agmâd) Kılıf, kın, mahfaza. * Bakla, bezelye, fasulya ve benzerleri gibi şeylerin kabuğu.
  • GINA

    Zenginlik. Yeterlik. * Tok gözlülük. * Mülâki olmak. Bir kimseye dostluğunda devamlı olmak. * Bıkma, usanç. * Şarkı söylemek. Teganni etmek.
  • GIRA

    (Garrâ) Tutkal.
  • GIRAJOVA ATEŞİ

    Tar: Eskiden kale müdafaalarında hücum edenlere karşı ve deniz savaşlarında düşman gemilerini tutuşturmak için kullanılan ve su ile sönmeyen bir cins ateş. Balmumu, kükürt, ispirto, kâfuru karmasından ibarettir. Bu ya doğrudan doğruya tutuşturulur veya buna batırılmış yuvarlak yün parçaları ateşlenerek atılırdı.
  • GIRANDİ DİREĞİ

    Geminin ortasındaki en büyük direk. Bu yekpâre olmayıp üst üste dört direkten mürekkepti.