G Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • GASIB-ÜL GASIB

    Gasbedilmiş malı gasıbdan gasbeden.
  • GASIK

    Gecenin ilk karanlığı. Gece. Karanlık. * Ay doğmak.
  • GASÎL

    Yıkanmış.
  • GASÎME

    Çekirgeli yemek.
  • GASÎRE

    Cemaat, topluluk.
  • GASL

    Yıkama. Gusül. Şartlarına uygun şeklide boy abdesti almak. (Bak: Gusül) * Birisini döğüp vücudunu acıtmak.
  • GASLAK

    Pişmemiş ve tuzlanmamış olan şey.
  • GASL-İ MEYYİT

    Ölünün yıkanması.
  • GASM

    Karanlık, zulmet.
  • GASN

    Kesmek.
  • GASR (GASRÂ)

    Asılsız, alçak kimseler.
  • GASS

    İncelik, zavallılık. * Biçare, zavallı. * Tatsız, yavan.
  • GASS Ü SEMİN

    Fakir ve zengin. Zayıf ve semiz.
  • GASSAK

    Ehl-i cehennemin vücudundan akan irin. * Çok soğuk ve fenâ kokulu içilmez şey.
  • GASSAL

    (Gasl. den) Ölü yıkayıcı.
  • GASSAN

    Dolu, mümteli.
  • GASUK

    Karanlık olmak.
  • GASUL

    Çöğen denilen şey.
  • GASUL

    Su. Bir şey yıkamakta kullanılan su.
  • GAŞAM

    (C: Guşâm) Mübâlağa ile zulmeden.
  • GAŞAN

    (Gaşayân) Gönül dönmek. * Akıl gidip, bihoş olmak.
  • GAŞEMŞEM

    Şecaatinden kimseye baş eğmeyen. * Başını döndürüp yabana iltifat etmeyen. * Zulmedici. * Methi istediği gibi yapamamak.
  • GAŞEYAN

    Kendinden geçmek. Kendini kaybetmek. Bayılmak. Gaşyolmak.
  • GAŞİYE

    Perde. Örtü. * Kıyamet. * Dilenci ve cerrar. * Ziyârete gelen dostlar gurubu.
  • GAŞİYE SURESİ

    Kur'an-ı Kerim'de 88. suredir. Mekkîdir.
  • GAŞİYE-DÂR

    f. At uşağı, seyis.
  • GAŞM

    Zulüm etmek, zulüm yapmak.
  • GAŞMERE

    Yönelmek.
  • GAŞŞ

    Örtmek, setretmek.
  • GAŞŞ

    Hâin.
  • GAŞUM

    Zâlim, gaddar. * Muannid, inatçı.
  • GAŞVE

    (Gışâve-Guşve) Perde, hicap, örtü. * Göz kararmak.
  • GAŞY

    Bayılma, kendinden geçme.
  • GAŞY-ÂVER

    f. Baygınlık veren, bayıltan.
  • GAŞYET

    Kendinden geçme, bayılma. * Örtmek. * Hayret.
  • GAŞYET-İ MEVT

    Koma hali.
  • GAŞYOLMA

    Kendinden geçme. Kendini bilemez hale gelmek.
  • GATA

    (Gıtâ) (C: Agtıye) Perde, örtü.
  • GATAMTAM

    Çok su.
  • GATARİF(E)

    (Gıtrîf. C.) Başkanlar, başlar, reisler, önderler. * Soylu ve asaletli kimseler, itibarlı ve seçkin kişiler.
  • GATAŞ

    (C: Agtaş) Karanlık. * Devamlı su akan gözdeki zayıflık.
  • GATATA

    (C: Gıtât) Bağırtlak cinsinden bir kuş.
  • GATAYE

    Kertenkeleden büyük bir hayvan.
  • GATFAN

    Ev içinde su dökmek için yapılan yer. * Erkek ismi.
  • GATGATA

    Çömleğin kuruyup kaynaması.
  • GATİT

    Horlamak.
  • GATRAFE

    Büyüklenmek, ululanmak, kibirlenmek.
  • GATS

    Batırılma, daldırılma. * Batırma, daldırma.
  • GATT

    Birbirine tâbi olmak. * Gizlemek. * Mükedder etmek, üzmek. * Suya dalmak.
  • GÂV

    f. Öküz, sığır, bakara.