Düşmandan ele geçirilen ganimet mallarını paylaşma.
İHSASÎ
Hisse ait ve müteallik. Duygu ile alâkalı.
İHSASİYYE
Tecrübeden ve hissedilenden gayrısını kabul etmeyen. Hissiyyun ve maddiyyun fırkasından olanlar. İmansızlık. Dinsizlik.
İHŞA'
Tevazu ve alçak gönüllülükle zorlama.
İHŞAD
(Halk) Birikme, toplanma, cem' olma.
İHŞAM
Utandırma, kızdırma.
İHTA'
Yanılma veya yanıltma. * Hatâya düşürme veya düşürülme.
İHTAR
Hatırlatmak. Dikkati çekmek. Tenbih. Uyarma. Kalbe gelen doğuş, ilham.(... Fakat dinî olmayan musibetler hakikat noktasında musibet değildirler. Bir kısmı ihtar-ı Rahmanîdir. Nasıl ki, çoban gayrın tarlasına tecavüz eden koyunlarına taş atıp, onlar o taştan hissederler ki zararlı işten kurtarmak için bir ihtardır.L.)
Örtünme. Saklanma. Gizlenme. Perdelenme. * Doğumun belirli zamanından fazla uzaması.
İHTİCAC
(C.: İhticacat) Delil, vesika, şahit göstermek. Münâzaa ve mürâfaada hüccet ve delil göstermek. Bir mes'elenin şüphesizliğini delillerle isbat etmek.
İHTİCACAT
(İhticac. C.) Delil, şahit göstermeler.
İHTİCACEN
Delil, şahit ve vesika gösterme yoluyla.
İHTİCAM
(Hacamet. den) Hacamet olma, kan aldırma.
İHTİCAN
Bir yerin etrafına duvar yapma, çit çekme.
İHTİDA
Hidayete ermek. Delâlet ve irşadı kabul edip doğru yola girmek. Allah'a ve Resül-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimize iman etmek. * Başkasına tekaddüm etmek.
İHTİDA'
Tevazu, alçak gönüllülük, mahviyet, mütevazilik.
İHTİDA'
Aldatmak. Hile yapmak. Oyun etmek.
İHTİDAB
Kına ile saç ve sakalı boyama. * Boyanma, renklenme.
Darılma, küsme. * Bir şeyi nefsine hasretme. * Kendini sakınma, muhafaza etme.
İHTİKA'
Bir şeyin sağlamlığı, muhkemliği. * Dimağ heyecanı.
İHTİKAK
(Hikke. den) Sürtünüp kaşınma.
İHTİKAK
Hakkını istemek. Niza' etmek. Birbirine husumet etmek. Hapseylemek. * Fık: İki taraftan her birinin haklı olduğunu iddia etmesi.
İHTİKAN
Kan toplanması. Bir uzva kan birikmesi sebebi ile oranın şişip kabarması. * Şırınga kullanma.
İHTİKAN-I DEM
Vücudun bir tarafına kanın hücum etmesi.
İHTİKAR
Hor ve hakir görmek. Hakarete katlanmak.
İHTİKÂR
Bir şeyi kıymetlensin diye saklamak. * Ist: İnsanların veya ehlî hayvanların yiyeceklerine âit şeylerin satış kıymetleri yükselsin diye kırk gün kadar saklamak. Böyle yapan kimseye muhtekir denir. * Vurgunculuk, bozgunculuk. (Bak: Muhtekir)
İHTİKÂREN
İhtikâr suretiyle, vurgunculukla.
İHTİLA'
(Kadın) Nikâhı bozdurma. Kadın mehrinden vazgeçip veya çok para vererek kocasından boşanması.
İHTİLA'
Tenha yere veya halvete çekilme. * Taze ot koparma, biçme.