İ Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • İHTİLAC

    Seğirtme. * Çarpıntı, çarpma. * Etler gevşeyip büzülme. * Havale nöbeti.
  • İHTİLACAT

    (İhtilâc. C.) İhtilaclar, çarpıntılar, seğirtmeler.
  • İHTİLACAT-I ASABİYE

    Asabî çarpıntılar.
  • İHTİLAF

    (Hulf. den) Anlaşmazlık, uyuşmazlık, karışıklık, ikilik. * Birisinin halifesi olmak.(Eğer denilse: Hadiste $ denilmiş. İhtilaf ise, tarafgirliği iktiza ediyor. Hem tarafgirlik marazı; mazlum avâmı, zâlim havassın şerrinden kurtarıyor. Çünki: Bir kasabanın ve bir köyün havassı ittifak etseler, mazlum avâmı ezerler. Tarafgirlik olsa, mazlum bir tarafa iltica eder, kendisini kurtarır. Hem, tesadüm-ü efkârdan ve tehâlüf-ü ukulden hakikat tamamiyle tezahür eder?Elcevab : Birinci suale deriz ki: Hadisteki ihtilaf ise, müsbet ihtilaftır. Yâni: Herbiri kendi mesleğinin tamir ve revacına sa'yeder. Başkasının tahrip ve ibtaline değil, belki tekmil ve ıslahına çalışır. Amma menfi ihtilaf ise ki; garazkârane, adavetkârane birbirinin tahribine çalışmaktır. Hadisin nazarında merduttur. Çünki birbiriyle boğuşanlar, müsbet hareket edemezler...İkinci suale deriz ki: Tarafgirlik eğer Hak namına olsa, haklılara melce' olabilir. Fakat şimdiki gibi garazkârâne, nefis hesabına olan tarafgirlik, haksızlara melce'dir ki; onlara nokta-i istinad teşkil eder. Çünki garazkârane tarafgirlik eden bir adama şeytan gelse, onun fikrine yardım edip taraftarlık gösterse, o adam o şeytana rahmet okuyacak. Eğer mukabil tarafa melek gibi bir adam gelse, ona hâşâ lânet okuyacak derecede bir haksızlık gösterecek.Üçüncü suale deriz ki : Hak namına, hakikat hesabına olan tesadüm-ü efkâr ise; meksatta ve esasta ittifak ile beraber, vesailde ihtilaf eder. Hakikatın her köşesini izhar edip, hakka ve hakikata hizmet eder. Fakat, tarafgirane ve garazkârane firavunlaşmış nefs-i emmare hesabına hodfuruşluk, şöhretperverane bir tarzdaki tesadüm-ü efkârdan bârika-i hakikat değil, belki fitne ateşleri çıkıyor. Çünki maksatta ittifak lâzım gelirken, öylelerin efkârının Küre-i Arz'da dahi nokta-i telâkisi bulunmaz. Hak namına olmadığı için, nihayetsiz müfritane gider. Kabil-i iltiyam olmayan inşikaklara sebebiyet verir. Hâl-i âlem buna şahittir... M.)
  • İHTİLAFAT

    Anlaşmazlıklar, uyuşmazlıklar. İhtilaflar.
  • İHTİLAF-DAR

    f. Huk: Mirasçı ile miras bırakanın ayrı ayrı memleketler halkından olması.
  • İHTİLAF-I DÂR

    Huk: Mirası bırakan ile vâristen her birinin başka başka ülkeler ahâlisinden olması.
  • İHTİLAF-I DİN

    Biri müslim, diğeri gayr-ı müslim olmak gibi ayrı dinde bulunmak. Din ayrılığı miras almağa mânidir. Binaenaleyh gayr-i müslim, müslimin; müslim de gayr-i müslimin mirasına nâil olamaz. Fakat müslim olmayan milletler arasında din ayrılığı miras almağa mani değildir.
  • İHTİLAF-I METALİ'

    Güneş, ay gibi gök cisimlerinin ufukta doğdukları yerin farklı oluşu.
  • İHTİLAF-I RE'Y

    Fikir ihtilafı, fikirlerin başka başka olması.
  • İHTİLAF-I RE'Y-İ ÜMMET

    Ümmetin re'y ayrılığı. Halkın fikirlerinin başka başka olması.
  • İHTİLAK

    Huy ve tabiat edinme. * Yalan uydurma.
  • İHTİLAK

    Tıraş etme veya edilme.
  • İHTİLAKEN

    İhtilak suretiyle, yalan uydurarak.
  • İHTİLAKIYYAT

    Yalanlar, aslı olmayan sözler. Uydurma sözler.
  • İHTİLAL

    (C.: İhtilalât) Ayaklanma, devlete isyan. Bozukluk, karışıklık. * Şerre çalışmak, düzensizlik.
  • İHTİLALAT

    (İhtilâl. C.) Ayaklanmalar, isyan etmeler, ihtilaller.(Bütün ihtilalât ve fesadın aslı ve mâdeni ve bütün ahlâk-ı rezilenin muharrik ve menbaı tek iki kelimedir. O iki kelimenin imtizacından bomba gibi küre-i arz patladı. Ve izdivacından medeni insanlardan canavarlar doğdu.Birinci kelime : "Ben tok olsam, başkası açlıktan ölse bana ne!."İkinci kelime: "İstirahatım için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim."Merhametsiz nefis-perest olan birinci kelime-i gaddâredir ki, âlem-i insanı zelzeleye getirip kıyameti kopmak üzeredir. Şu kelimenin ırkını kesecek tek bir devası var ki; o da zekâttır ve zekâtın mükemmili olan sadakadır. Ve onun mütemmimi olan karz-ı hasendir.Haris, hodgâm, zalim olan ikinci kelimedir ki, beşerin terakkiyatını öyle sarsıyor ki, herc ü merc ateşine atmak üzeredir. Şu dahiye-i dehyânın tek bir devası var. O da hürmet-i ribadır ve faizin bütün vesailini hayat-ı içtimaiyeden ref' etmektir... Adalet-i Kur'aniye âlem kapısında durup ribaya: "Yasaktır, girmeğe hakkın yoktur" der. Beşer bu emri dinlemedi, büyük bir sille yedi, daha müthişini yemeden dinlemeli!.. M.)
  • İHTİLAL-İ NİZAM

    Nizamın bozukluğu.
  • İHTİLAL-İ UMÛR

    İşlerin karışıklığı, işlerin bozukluğu.
  • İHTİLAM

    Uyurken cenabet olmak, düş azmak. Ergenlik.
  • İHTİLAS

    (C.: İhtilasât) Çalma, sirkat, hırsızlık. * Usulca ve elçabukluğu ile aşırma. * Bir çeşit ok atma tavrı.
  • İHTİLASAT

    (İhtilas. C.) Hırsızlıklar, çalmalar, sirkatler.
  • İHTİLAS-İ VAKT

    İşlerin arasında vakit bulabilme.
  • İHTİLASKÂR

    f. Çalan, aşıran, hırsızlık yapan.
  • İHTİLASKÂRAN

    (İhtilaskâr. C.) Çalanlar, aşıranlar, ihtilas edenler.
  • İHTİLASKÂRANE

    f. Çalıp aşıranlara yakışacak şekilde, hırsızlar gibi.
  • İHTİLAT

    Karışmak, karışıp görüşmek.
  • İHTİLATGÂH

    f. İhtilat yeri.
  • İHTİMA'

    (Himye. den) Perhiz. * Kaçınma, ictinâb etme. * Sığınma, himâyesine girme.
  • İHTİMAL

    (Haml. den) Mümkün olma, belki. Olması mümkün görünmek. * Kabul eylemek. * Yükselip götürmek. * İhsana mukabil şükretmek. * Kızma ve hiddetlenmekten dolayı yüzünün rengi değişmek.
  • İHTİMALAT

    (İhtimal. C.) İhtimaller. Olması mümkün olan şeyler.
  • İHTİMALAT-I BAİDE

    Uzak ihtimaller.
  • İHTİMALAT-I KARİBE

    Yakın ihtimaller.
  • İHTİMALAT-I KESİRE

    Pek çok ihtimaller.
  • İHTİMAL-İ ZATÎ

    (Bak: İmkân-ı zatî)
  • İHTİMAM

    Süpürmek, süpürülmek.
  • İHTİMAM

    Elem ve kederden uyuyamamak. * Perhizkârlık etmek, riyazette bulunmak.
  • İHTİMAM

    Özenmek, fazla dikkat etmek. Gayret ve dikkat etmek.
  • İHTİMAM-I BEYT

    Evi süpürme, temizleme.
  • İHTİMAR

    (Hamr. dan) Mayalanma, ekşiyip mayalanma.
  • İHTİNAC

    Meyletme, bir tarafa yönelme, dönme.
  • İHTİNAK

    (Hank. dan) Boğazın sıkılıp tıkanmasından dolayı nefes alamama. Boğulma.
  • İHTİNÂK-I RAHM

    Eskiden, rahmin tıkanmasından dolayı olduğu sanılan ve kadınlarda görülen asabî bir hal ve hastalık.
  • İHTİNAN

    Sünnet olma.
  • İHTİRA'

    Evvelce keşfolunmamış, bilinmeyen bir şeyi keşfetmek. İcad etmek. * Edb: Hiç kimse tarafından kullanılmamış tabirler ve mazmunlar kullanma. (Bak: Delil-i ihtira', İbda')
  • İHTİRAB

    Savaşma, muharebe etme.
  • İHTİRAÎ

    (C.: İhtiraiyyat) İcad ve ihtira ile alâkalı.
  • İHTİRAK

    Yanmak, tutuşmak, yanıp kül olmak. * Koz: Bir gezegenin güneşe yaklaşması.
  • İHTİRA'-KERDE

    f. Eşine rastlanmayan keşif. * Yaratılmamış olmak.
  • İHTİRAM

    Hürmet olunmak, tazim olunmak, hürmet, saygı.