Mecburi olmayan. İsteğe bağlı. Bir kimsenin isteğine bırakılmış olan.
İHTİYARİYAT
Yapılması insanın kendi elinde olan şeyler.
İHTİYAT
Sakınmak. İşleri iyi düşünmek. Tedbirlilik. İşlerde basiret üzere bulunmak. Yedek.
İHTİYAT HAZİNESİ
Tar: Savaş ve diğer fevkalâde masraflara karşılık olmak üzere sarayda biriktirilen paralar. Gelirleri havass-ı hümayun hâsılatı, ganimetlerin beşte biri ve başka hükümdarlardan gelen hediyelerdi. Buna "iç hazine" veya "enderun hazinesi" de denilirdi.
İHTİYATEN
İhtiyat ederek, ilerisini düşünerek.
İHTİYATÎ
İhtiyatla alâkalı. Gelecek zamana ait olan.
İHTİYATKÂR
f. İhtiyatlı, ilerisini düşünen.
İHTİYATKÂRANE
f. İhtiyatla, sakınganlıkla.
İHTİZA
Ateş yakıp alevlendirme.
İHTİZA'
Tevazu. Gönül alçaklığı. Alçak gönüllülük.
İHTİZAB
(Saç, sakal v.s.yi) boyama.
İHTİZAM
Kemer takma, kuşak bağlama.
İHTİZAN
Birisini işinden alıkoyma. * Çocuğu besleme.
İHTİZAR
Hazer etmek. Korunmak. Sakınmak.
İHTİZAR
(İhtidar) Huzura çıkmak. Hâzır olmak. * Can çekişmek. Hastanın ölüme hazır olması.
İHTİZAZ
Alçalma, tezellül.
İHTİZAZ
Hafif titremek. Deprenmek. * Şevk ile meyil ve hareket. Harekete geçme. * Sallanma, sıçrayıp oynama.
İHTİZAZ
Haz duymak. Ferahlamak.
İHTİZAZÎ
İhtizaza ait. Titremekle alâkalı.
İHVAN
( kelimesinin cem'i) Kardeşler. Eş, dost. * Sâdık arkadaşlar. * Aynı mezheb veya tarikata mensub olanlar.
İHVAN-I BÂSAFA
Mevlevi tabirlerindendir. Saf, yani kalbinde gıll u gış bulunmayan kardeşler mânâsınadır.
İHVANİYAT
Arkadaşlar, eş dost mektubları.
İHVE
Kardeşler. Arkadaşlar.
İHYA
Diriltmek. Yeniden hayata kavuşturmak. Canlandırmak. Şenlendirmek. Uyandırmak. * Gece de uyumayıp çalışmak veya ibâdetle vakit geçirmek.(İnsan der: "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" Sen, de: "Kim onları bidayeten inşâ edip hayat vermiş ise o diriltecek." S.) (Bak: Hayat)
İHYA-KERDE
f. İhya edilmiş. Lutfedilmiş. Yeniden inşa edilmiş.
İHYANEN
(Bak: Ahyanen)
İHYA-Yİ EMVAT
Ölüleri diriltmek.
İHYA-Yİ LEYL
Geceyi ibadetle geçirmek.
İHYA-Yİ MEVAT
İşlenmemiş toprağı, ekin için elverişli bir hâle getirme.
Huzura getirerek. Birini mahkemeye dâvet ederek. * Hazırlayarak, ihzar ederek.
İHZARÎ
Hazırlık mahiyetinde olan. Hazırlayan.
İHZARİYE
Aleyhine açılan dâva münasebetiyle getirilen şahıslardan, gönderilen mübaşir veya muhzirin masrafı karşılığı olarak tahsil edilen para. İhzariyeye mübaşir ve muhzirin at ve araba masrafından başka yemek, içmek gibi şahsî masrafları da ilâve edilirdi. * Birinin mahkemeye çağrılması için yazılan yazı.