M Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • MASAİB

    (Bak: Mesaib)
  • MASAİD

    (Mas'ad. C.) Yukarı çıkacak yerler.
  • MASAİF

    (Masif. C.) Sayfiyeler, yazlıklar. Yaz mevsiminde oturulacak yerler.
  • MASAK

    Darlık.
  • MASAL

    Az miktar olan şey.
  • MASALE

    Sızıntı.
  • MASAM

    Duracak yer.
  • MASAME

    Duracak yer.
  • MASAN

    Eşya saklanacak yer.
  • MASANİ'

    (Masna. C.) Sarnıçlar. Su mahzenleri.
  • MA'SARA

    (Üzüm ve susam gibi şeylerin) sıkıldığı yer.
  • MASARİ'

    (Mısrâ'. C.) Mısrâlar. * (Masra'. C.) Güreş meydanları.
  • MASARİF

    (Masruf. C.) Harcananlar, sarfolunanlar.
  • MASARİF

    (Masraf. C.) Sarfiyatlar, masraflar. (Masârifât da denir.)
  • MASARİFAT

    (Masârif. C.) Masraflar, giderler. Harcanan paralar.
  • MASARİF-İ UMUMİYE

    Umumi masraflar.
  • MASARÎN

    Bağırsaklar.
  • MASBAH

    Doğacak zaman ve yer.
  • MASBU'

    Kibirli, gururlu, mağrur. Kendini beğenmiş.
  • MASBUG

    (C.: Mesâbig) Boyalı, boyanmış. Mülevven.
  • MASD

    Cima etmek. * Emmek.
  • MASDA'

    Taşlık yerlerden geçen düz yol.
  • MASDAR

    Bir şeyin sudur ettiği (çıktığı) menba. * Gr: Fiilin şahsa ve zamana bağlı olmayan şekli, fiil kökü. Okumak, yazmak, kitabet, kıraat, ahz, almak... gibi. Masdar kelimesi.; ism-i mekândır, sudur etmek mânasına gelir. Fiilin mâna ve lâfız ciheti ile mebde' ve me'hazidir.
  • MASDAR-I CA'LÎ

    (Mec'ul) yapma olan masdar. Arapçada, bazı isim ve sıfatların sonlarına (-iyyet) ilâve edilerek yapılır. Meselâ: İnsan: İnsaniyyet, Şâir: Şâiriyyet. Câhil: Câhiliyyet. Merbut: Merbutiyyet gibi.Arapça veya Farsça kelimenin sonuna (-îden) eki getirilerek yapılır. Meselâ: Cenk. den, Cengîden: Cenk etmek. Fehm. den, Fehmîden: Anlamak.Taleb. den, Talebîden: istemek.
  • MASDAR-I MERRE

    Fiilin bir defa yapıldığını belli eden masdar. Merre, kerre, lem'a, darbe gibi, "fa'le" vezninden gelen masdarlardır.
  • MASDAR-I MİMÎ

    Başında mim harfi bulunan masdar. (Ketb: Yazmak) masdarının mimisi (mekteb) olduğu gibi.
  • MASDU'

    Baş ağrısına tutulmuş olan. Başı ağrıyan.
  • MASDUK

    Doğruluğu kabul edilmiş, tasdik edilmiş.
  • MASDUKA

    (C.: Masdukat) Doğru söz. Hakikat ve gerçek olan kelâm.
  • MASDUM

    Çarpılmış. Kendisine vurulmuş.
  • MASDUR

    Gönderilmiş, yollanmış olan. * Göğsü incinmiş veya ağrımış olan.
  • MASEBAK

    Geçen, geçmiş olan, geçmişteki.
  • MASELEF

    Evvelki, geçmiş.
  • MA'SERE

    (Ma'seret) Zorluk, güçlük.
  • MASFUF

    (Masfufe) Saf bağlamış, dizilmiş. Sıra ile dizilmiş.
  • MASH

    Tutmak. * Çekmek.
  • MASH (MUSUH)

    Sâbit olma. * Mahvolup belirsiz olmak. * Kısa olmak.
  • MASHARA

    Maskara, soytarı. * Tuhaflıklar yapan kimse. * Komik, gülünç. * Zevklenme, eğlenme. * Kepaze, utanmaz, rezil.
  • MASHARA

    (C: Mesâhır) Büyük taşlı yer.
  • MASHARA-İ ÂLEM

    Âlemin maskarası. Kepaze, rezil.
  • MASHUB

    (C.: Mesâhib) Beraber alınıp götürülmüş. Kucaklanmış.
  • MASHUBEN

    Beraberce, birlikte olduğu halde. Yanında bulunarak.
  • MASI'

    Sağlam vücutlu kimse.
  • MASIR

    Mâni, engel.
  • MASÎ

    f. Pervasız, korkusuz.
  • MASİF

    (C.: Mesâif) (Sayf. dan) Yazlık. Yazın oturulacak yer. Sayfiye yeri.
  • MASİK

    Yapışkan. * Zapteden, istilâ eden, tutan.
  • MASİLE

    Üzerinde mum veya fitil yakılan çıra ve şamdan.
  • MASÎR

    (C.: Masâyi) (Sayruret. den) Sürüp giden. * Karargâh. * Suyun aktığı yer. * Rücu etmek, dönüp gitmek. * Dönüp varılacak yer.
  • MASİT

    Acı su. * Bir ot cinsi.