M Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • MATBAH(A)

    Mutbah. Yemek pişirilen yer.
  • MATBAHA-İ KUDRET

    Cenab-ı Hakk'ın âşikâr kuvvet ve kudreti ile bahçe, bağ, tarla ve bostan gibi yerlerde pişmiş gibi hazır gıda maddelerinin yetiştiği yer. Kudret mutbahı.
  • MATBAH-I ÂMİRE

    Saray mutfağı.
  • MATBU'

    Tab' olunmuş. basılmış, kitap veya gazete haline gelmiş. Basılıp matbaadan çıkmış olan.
  • MATBUAT

    Tab' edilmiş neşriyat. Basılmış şeyler. (Kitap ve gazeteler gibi)
  • MATBUH

    (C.: Matâbih) (Tabh. dan) Kaynatılmış veya haşlanmış (ilâç). * Pişirilmiş yemek.
  • MATBUHAT

    (Matbuh. C.) Kaynatılmış veya haşlanmış ilâçlar. * Pişirilmiş yemekler.
  • MATE

    Öldü.
  • MATEAHHAR

    (Mâ-teahhar) Sonra gelen. Sonradan gelen.
  • MA'TEBE

    Kızgınlık ve hiddetle hitabetmek.
  • MATEKADDEM

    (Mâtekaddem) Geçmiş zaman, mâzi. * Sâbık. Geçen şey. * Önceleri.
  • MÂTEM

    Ağlama. Üzüntü veya kederden ağlayıp sızlama. Kederinden yas tutma.(...Bak! Öyle bir ziya-yı hakikat neşreder ki, eğer O'nun o nurâni daire-i hakikat-ı irşadından hariç bir surette kâinata baksan, elbette kâinatın şeklini bir matemhâne-i umumi hükmünde ve mevcudatı birbirine ecnebi, belki düşman ve câmidatı dehşetli cenâzeler ve bütün zevil-hayatı zevâl ve firakın sillesiyle ağlayan yetimler hükmünde görürsün. Şimdi bak; O'nun neşrettiği nur ile o matemhâne-i umumi şevk-i cezbe içinde bir zikirhâneye inkılâb etti. O ecnebi düşman mevcudat, birer dost ve kardeş şekline girdi. S.)
  • MÂTEMDÂR

    f. Mâtemli, acılı, yaslı.
  • MÂTEMENGİZ

    f. Mâtemi ve yası iktiza eden.
  • MÂTEMFEZÂ

    f. Yası ve mâtemi ziyadeleştirip arttıran.
  • MÂTEMHANE

    f. Ağlanılan, yas tutulan yer.
  • MÂTEMÎ

    Yaslı, mâtemli, üzüntülü.
  • MÂTEMKÜNÂN

    f. Yas tutup mâtem ederek.
  • MÂTEMZEDE

    Mâtemli. Yaslı.
  • MATERYAL

    Fr. Bir işin meydana çıkması için lâzım gelen şeyler.
  • MATERYALİST

    Fr. Maddeci. Her şeyi madde ile kıymetlendiren. (Bak: Maddiyyun)
  • MATERYALİZM

    Fr. Maneviyatı ve Allah'ı inkâr eden maddiyyunların mesleği.
  • MATFA

    (İtfâ. dan) Söndürülmüş.
  • MATH

    El ile vurmak. * Yalamak. * Birbiri ardınca sulamak.
  • MATHARE

    (C.: Matâhir) Gusülhâne. İçinde yıkanılıp temizlenilecek yer. * Su kabı, matara.
  • MATHUM

    Dolu, dolmuş.
  • MATIR

    (Matar. dan) Yağan, yağıcı.
  • MATİ'

    Uzun, tavil. * Her nesnenin iyisi.
  • MATÎN

    (C: Metâyın) Balçıklı yer.
  • MATÎR

    Yağmurlu gün.
  • MATÎRAT

    Tehlikeli yerler.
  • MATÎTA

    (C: Metâyıt) Havuz dibinde kalan balçıklı bulanık su.
  • MATİYYE

    Binek hayvanı. Binek. * Gerinip sevinerek yürüyen.
  • MATİYYE-RÂN

    Bindiği hayvanı yola süren.
  • MATL

    Atlatma, geçirme, defetme. * Çekme.
  • MATLA'

    Güneş veya yıldızların doğdukları yer, ufuktan çıktıkları yer. * Yıldız veya güneşin zuhur etmesi. * Edb: Kaside ve gazelin kafiyeli olan ilk beyti. (Bak: Musarra')
  • MATLAB

    İstek, istenilen şey. * Hallolunacak mesele. Mebhas. * Kaziye.
  • MATLAB-I DİL-HAH

    Gönlün isteği, arzu, maksad.
  • MATLUB

    İstek, istenilen şey. * Alacak. Ödünç verilmiş.
  • MATLUBAT

    (Matlub. C.) İstenilen, talebedilen ve aranılan şeyler. * Alacaklar. Ödünç olarak verilmiş olan şeyler.
  • MATLUL

    (C.: Matâlil) Yaş, ıslâk. * Islanmış, nemlenmiş.
  • MATMA'

    Tamâ edilecek şey. Çok istenilecek şey.
  • MATMAH

    Tamâh olunan şey, hırsla göz dikilerek bakılan şey veya yer.
  • MATMAH-I CİHANÎ

    Bütün herkese ait tamah olunan ve büyük istekle üzerine bakılan şey.
  • MATMAH-I NAZAR

    Hırsla bakılan şey.
  • MATMAZEL

    Fr. Evli olmayan gayr-ı müslim kız.
  • MATMU'

    (Tama'. dan) Tama' olunmuş. Hırsla istenen şey.
  • MATMUR

    Gömülmüş, defnedilmiş. Toprak altına konulmuş.
  • MATMURE

    Toprak altında bazı şeyleri saklamağa mahsus yer. * Kabir, mezar.
  • MATMUS

    Gözü doğuştan değil de, sonradan kör olmuş adam.