M Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • MEKTEB-İ LEYLÎ

    Yatılı mekteb, yatılı okul.
  • MEKTEB-İ SULTANÎ

    İstanbul'da Galatasaray Lisesi.
  • MEKTUB

    Yazılı, yazılmış kâğıt.
  • MEKTUBAT

    Mektublar. Yazılı kâğıtlar. * Bazı meşhur ve mühim kitapların ismi. * Bir yerden başka bir yerdeki şahsa gönderilen yazılı kâğıtlar. * Risale-i Nur Külliyatından bir mecmuanın ismi.
  • MEKTUB-U SAMEDANÎ

    Hiç bir şeye muhtaç olmayan Allah'ın eserleri. Yeryüzü. İnsanlar, ağaçlar, çiçekler, çekirdekler, dağlar, denizler gibi çok hakikatlı mâna ifâde eden Allah'ın mektupları.
  • MEKTUB-U SÂMÎ

    Başbakanlık (sadaret) makamından yazılan resmi mektublar.
  • MEKTUF

    İki eli arkasına bağlanmış olan.
  • MEKTUM

    Gizli. Saklı. Gizli kalmış. * Hükümetten gizli tutulan.
  • MEKTUMAT

    (Mektume. C.) Hükümetten kaçırılarak gizlenmiş ve yazdırılmamış nüfus, mal veya gelir.
  • ME'KUL

    Ekl olunmuş, yenmiş şey, yiyecek.
  • ME'KULÂT

    (Me'kul. C.) Yenilecek gıdâ maddeleri.
  • ME'KUM

    Tilki ve tavşan ini ve yatağı.
  • MEK'UM

    Ağzı bağlı deve.
  • MEKUR

    Hileci, yalancı, dolandırıcı.
  • MEKYES

    Akıllılık ve ferâsetle bilinen kimse.
  • MEKYUL

    Kile ile ölçülmüş.
  • MEKZEBE

    Yalan söz, doğru olmayan kelâm. Palavra.
  • MEKZUBE

    Palavra, yalan söz.
  • MEKZUM

    Kederli, hüzünlü, tasalı, üzüntülü, gamlı.
  • MEL'

    Seri seyr.
  • MELA

    Gece ve gündüz.
  • MELA

    (C.: Emlâ) Ova, sahra. * Vakit. * Sıcak kül.MELA'Â : Meşveret. * Cemaat. Güruh. * Bir kavmin ileri gelen mes'uliyetli şahısları. * Huy, ahlâk. (Bak: Mele') * Doldurmak.
  • MELA'

    Otu olmayan yer.
  • MELAB

    Bir cins güzel koku.
  • MEL'AB

    (La'b. dan) Eğlence yeri. Oyun yeri.
  • MEL'ABE

    (La'b. dan) Oyun. Eğlence vasıtası. Oyuncak.
  • MEL'ABEGÂH

    f. Oyun oynanan yer. Mel'abe yeri.
  • MEL'ABE-İ SIBYÂN

    Çocuk oyuncağı.
  • MELABİS

    Elbiseler. Giyecek şeyler.
  • MELACE

    Husumeti uzatmak, düşmanlığı çoğaltmak.
  • MELACİ'

    (Melce. C.) İlticâ edilecek ve sığınılacak yerler.
  • MELAGIM

    Ağız çevresi.
  • MELAH

    Atın ayağında olan verem.
  • MELAH

    f. Çekirge.
  • MELAHA (MÜLUHA)

    Tatsızlık, tuzsuzluk.
  • MELAHA (MÜLUHA)

    Tuzluluk. * Güzellik.
  • MELAHAT

    Yüz güzelliği. Cemal. * Tuzluluk. Tuzlu su.
  • MELAHİ

    Oyunlar, eğlenceler. Cümbüşler.
  • MELAHİDE

    Mülhidler. Dinsizler. İmânsızlar.
  • MELAHİF

    (Milhaf ve Milhafe. C.) Sarınacak veya bürünecek şeyler. Yorganlar.
  • MELAHİM

    Muharebe ve cenk yerleri. (Bak: Melhame)
  • MELAİB

    (Mel'ab-Mel'abe. C.) Oyuncaklar. Oyun oynanacak yerler.
  • MELAİK

    (Mil'aka. C.) Tahta kaşıklar.
  • MELAİK(E)

    (Melek. C.) Melekler. Nurdan yaratılmış, fıtratları sâfi, makamları sabit, kendileri ma'sum mahluklar.
  • MELAİKE-İ KİRAM

    Büyük meleklerin büyükleri: Cebrâil, Mikâil, İsrâfil, Azrâil (A.S.)(... Melâike, bir ümmet-i azimedir ki; sıfat-ı iradeden gelen ve şeriat-ı fıtriyye denilen evamir-i tekviniyesinin hamelesi ve mümessili ve mütemessilleridirler. S.)(... Hem meselâ küre-i arz, küre-i arzın nevileri adedince başlar ve o nevilerin ferdleri sayısınca diller ve o fertlerin a'za ve yaprak ve meyveleri mikdarınca tesbihatlar yaptığı için elbette o haşmetli ve şuursuz ubudiyyet-i fıtriyeyi bilerek, şuurdârâne temsil edip Dergâh-ı İlâhiyeye takdim etmek için kırk bin başlı ve her başı kırk bin dil ile ve her bir dil ile kırk bin tesbihat yapan bir melek-i müekkeli bulunacak ki, ayn-i hakikat olarak Muhbir-i Sâdık haber vermiş ve hilkat-ı kâinatın en ehemmiyetli neticesi olan insanlarla münasebât-ı Rabbâniyeyi tebliğ ve izhâr eden Cebrâil (A.S.) ve zihayat âleminde en haşmetli ve en dehşetli olan diriltmek ve hayat vermek ve ölümle terhis etmekteki Halika mahsus olan icraat-ı İlâhiyeyi, yalnız temsil edip ubudiyetkârâne nezâret eden İsrafil (A.S.) ve Azrâil (A.S.) ve hayat dâiresinde rahmetin en cemiyetli, en geniş, en zevkli olan rızıktaki ihsânât-ı Rahmâniyeye nezâretle berâber şuursuz şükürleri şuur ile temsil eden Mikâil (A.S.) gibi meleklerin pek acib mâhiyette olarak bulunmaları ve vücudları ve ruhların bekaları, saltanat ve haşmet-i Rububiyyetin muktezasıdır. Onların ve her birinin mahsus tâifelerinin vücudları, kâinatta güneş gibi görünen saltanat ve haşmetin vücudu derecesinde kat'idir ve şüphesizdir. Melâikeye âid başka maddeler bunlara kıyas edilsin. Ş.)
  • MELAİN

    (Mel'un. C.) Herkesin nefretini kazanmış olanlar. La'netlenmiş olanlar.
  • MELAİN

    (Mel'ane. C.) Lânet edilecek iş ve hareketler.
  • MELAK

    Mala.
  • MELAK

    Lütuf, muhabbet, sevgi.
  • MELAL

    Can sıkıntısı. Usanç. Gamlılık. Zaaf ve fütur.